Ozgur Serdar Altunoglu

Animasyon ve Konsept Sanatı

  • CV
    • CV (Türkçe)
    • Yazılar
    • Hizmetler
    • Linktree
    • Hakkımda
  • ART
  • BLOG
  • İLETİŞ
  • Türkçe
Ressam: Funda Tarakçıoğlu (Horoz Zamanı)

Bir Horoz Öyküsü: Horoz Zamanı @ Gümüşlük Akademisi – Müge İplikçi Edebiyat Atölyesi

Tarih: 2012-08-22
Kategori: Hikâye

21 Haziran 2012 (En uzun gün)
Müge İplikçi Edebiyat Atölyesi

Bir edebiyat atölyesindeyim ve bir horoz öyküsü yazacağımdan henüz haberim yok. Hava sıcak. Su şişeleri, fanlar, açık pencereler, açık kapılar… Hiç biri serinlemeye yeterli değil ve atölye insanlarla dolu: 11 kadın 1 erkek. İlk ders olduğundan, herkes kendini tanıtmaya başlıyor, derken bir horoz sesi “Üürürüüü üürürüüü!!!” Horoz o kadar yüksek sesli ötüyor ki birbirimizi duyamıyoruz. Sonra toplumsal cinsiyet rolleri devreye giriyor ve bahçe şamanı Latife “Haydi Serdar, şu horozu kovala!”

İşte atölye hikâyem böyle başladı. “Kahramanın Sonsuz Yolculuğu” kitabı ve Müge İplikçi rehberliğinde bir yolculuğa çıktık. Üç günlük yoğun bir yazı seyahatiydi. Eve dönüp denize ayağımı bile sokmadım dediğimde şaşırdı evdekiler. Öyle tatil mi olurmuş. Fiziki suyu boş verin dedim, boğucu şehir yaşantısından çıkıp usta yüzücü Müge Hocayla edebiyat sularında kulaç attık ne diyorsunuz? Ama fazla açılmadım. Önemli olan eğlenmekti zaten ve ortaya neşeli bir hikâye çıktı. Lafı fazla uzatmadan hikâyeye geçelim ne dersiniz.

Tabi bu arada bana ilham veren kısa filmi de es geçmek istemem. Aleksandar Ilic‘ten Tokmak adlı bu harika kısa film bir bakıma bu hikayenin de öncesi sayılır.

 

Bir Horoz Öyküsü: Horoz Zamanı

Civ civ civ civ… Bir fabrikada civciv gürültüsü eşliğinde gözlerimi açtım. Bir yol vardı ve yolun başını tutmuş koca kafalı yaratıklar. Kafaları o kadar kocamandı ki uçmaları mümkün değildi.

Doğduğumda çok hafiftim uçabileceğimi hissediyordum, uçup uzaklara gidebileceğimi. İşte o kıskanç koca kafalılar kanatlarımı ben küçükken kestiler. Sanırım uçup gitmemden korkuyorlardı. Sonrası monotondu: küçücük bir haznede arpa yiyerek zaman öldürdüm. Bir gün kapak açıldı. Işık… Sesler… Kalabalık… Koca kafalı barbarlarla dolu bir pazarda satıldım.

İki senedir bu bahçedeyim. Büyüdüm, güçlendim, tüylerim renklendi, kuyruğum heybetlendi. Çok yakışıklıydım, hele bir ibiğim vardı ki kıpkırmızı. Derme çatma kulübemizde bana ait beş tavuk vardı ve hepsi de ibiğime hayrandı. Yerleri eşeliyor, böcekleri, solucanları yiyorduk. Şükür, karnımız doyuyordu.

Zamanla bahçenin koca kafalılarıyla gizli bir anlaşmamız oluştu, zamanında öttüğüm sürece bana hiç birinin dokunmayacağını öğrenmiştim; fakat iş sadece onlarla iyi geçinmekle bitmiyordu. Çevremiz kuyruklu şeytanlarla doluydu. Yukarı bahçeye çıksak tilkiler, aşağı bahçeye insek kediler…

Kediler kolaydı, bizim hatunlar basıyordu yaygarayı. “Bık bık bıdaaak!” Sonra bizi buraya getiren o koca kafalı barbar, hortumu alıp ıslatıyordu hepimizi, çil yavrusu gibi dağılıyorduk. Bu eğlenceli olan kısmıydı. Asıl kötüsü tilkilerdi, dört hanımımı kaybettim. Kümesten eskisi gibi ses gelmiyordu artık. Tek tavuğa kalmıştım. Yalnızlık çok zor.

Aradan bir yıl geçti, kedileri sahipleri götürdü, tilkiler de uğramıyordu artık. Tüm bahçe bizimdi. Tabi sadece gündüzleri. Geceleri kümesteydik, yumurtalarımız vardı. Sıcak umutlarımız. Tekrar kalabalık olabilir, tüm bahçeyi tek seferde eşeleyebilirdik. Sonra bir sabah o barbar geldi ve karanlık elleriyle yumurtalarımızı aldı gitti. Hiçbir şey yapamadık. Doğmamış bir civcivden ne istiyorlardı ki?

Bize ait, geleceğimize ait, hiçbir şey kalmamıştı, kuş beynimizle ortada kalakalmıştık. Bu zorbalar hayatlarımıza istedikleri gibi müdahale edebiliyorlardı. Öfkeden kümes duvarını gagalıyordum; çaresizdim. Kesik kanatlarımı açıp hanıma sordum “Ne yapayım?” Hanım yine o olgun tavuk bakışıyla “Ötmeye devam et” dedi “sakın vazgeçme.” Ne güzel bir tavuktu o, akıllıydı, bembeyaz göğüsleri, dipdiri butları, tertemiz tüyleri, dimdik bir poposu vardı, harika bir piliçti aslında; ama ne yazık ki bir taneydi, hep onunla oynaşmak zorundaydım, ama hayat n’aparsın, hiç yoktan iyidir.

Evet, hatun haklıydı, vazgeçmeyecek ötmeye devam edecektim. Fakat onların istediği şekilde değil, bu sefer kendi istediğim vakitte ötecektim. Zaten zaman anlamını yitirmişti. Gelecek yoktu, oynaşmanın anlamı yoktu. Gecenin ve gündüzün bir farkı yoktu. Sahi neden sadece sabaha karşı ötmeliydim ki? O kıskanç barbarlar görecekti günlerini, kanat düşmanları, karanlık elliler, çocuk hırsızları. Onların o sırça kümesleri önünde bağıracak, yaşam alanlarına dalacak ve dağıtacaktım.

İlk iş olarak hanımla geceleri daha rahat uyumak için daha kuytu bir köşeye taşındık. Dik dik dizilmiş kâğıtlarla dolu bir barınak bulduk. Onlarca bölmesi vardı, bizi bulmaları imkânsızdı. Onların bizim için uygun gördüğü bir kulübede ömrümüzü tüketmeyecektik.

Gündüzleri ise intikam zamanıydı. O uğursuz koca kafalıların kümesleri çevresinde dolanıyor, açık kapı varsa basıyorduk içini. Feryat figan, uçuşan tüyler… Çoğu korkuyordu, bazıları da o cılız, o tüysüz, kanatlarını savurup kovalıyordu bizi, sonra da kümeslerine geri dönüyorlardı. Hanım abarttığımı söylüyordu “Kesecekler o küçük kafanı beni de yalnız bırakacaksın bu bahçede!” diyordu. “Kesselerdi çoktan keserlerdi hanım, bu koca kafalı barbarlar göründükleri gibi değil, çok korkak, cesaret edemezler başımı almaya.” diye gıdaklıyordum. Aslında korkuyordum; ama bu alışkanlık olmuştu bende, zaten zaman duygumu yumurtalarımızla birlikte yitirmiştim. Ne zaman, nerede, nasıl ötülür, hatırlamıyordum canım sıkıldıkça bağırıyordum. Onların da buna alıştıklarını düşünüyordum.

Bir gün koca kafalı, barbar topluluğunu, camdan bir kümeste, kendi dillerinde, o cılız sesleriyle öterken gördüm. Zavallılar, hiç biri benim gibi gür bir sese sahip olmadığından onlara nasıl ötüleceğini göstermek istedim. Başladım bağırmaya. Duymazdan gelemeyecekleri şekilde öttüm. Onlar her lafa başladığında öttüm. Kanatlarımı koparıyorlarmış gibi öttüm. İçlerinden bir koca kafa bana doğru tüysüz kanatlarını sallayarak yaklaşmaya başladı. “Evet” dedim “başlıyoruz.” Kaçmaya başladım. Çok yavaştı. Eğleniyordum. Dönüp dolaşıp tekrar öttüğümde daha da hırslanıyor;  fakat yakalayamıyordu. Kovalamaca uzadıkça peşimdeki koca kafa sayısı artmaya başladı. Üç koca kafayla resmen dalga geçtim. Fakat dördüncü ve karanlık elli, bacaklarımdan yakaladı, ellerini gagalayıp kaçtım ve tekrar öttüm; tüm bahçe koca kafalılarını peşime takmayı başarmıştım. Öfkeden deli etmiştim hepsini. Hepsi cezasını çekiyordu. Tüm bahçe, yarattığım yaygaradan dolayı inliyordu. Ters bir sapağa girdim tam çıkacakken üzerime bir ağ attılar, kıpırdayamadım ve o eski kulübeye kapatıldım. Oyun bitmişti ve çok yorulmuştum; ama huzurluydum, intikamımı almıştım ya, gerisi önemli değildi.

Sabahın ilk ışıklarıyla gözümü açtım, içgüdüsel olarak boş bulunup öttüm; ama ne kadar bağırsam da sesim barbarları rahatsız edemeyecek mesafedeydi. Sustum. Köşeye tünedim. Sonra hanımın gıdaklamasıyla irkildim. Kahraman bir edayla ibiğimi sağa yatırıp sordum “Gördün mü yaygarayı hatun?”  Hanımın o kömür gözlerinde başka bir pırıltı vardı: “Sana bir sürprizim var bey…” derken o uğursuz, koca kafalı, çocuk hırsızının geldiğini gördüm. Hanım gıdaklayarak kaçtı. Adam beni bacaklarımdan tuttuğu gibi kümesten çıkardı. Elinde ucu parlak keskin bir şey vardı. Kanatlarımı çırptım, faydasızdı.

Sonrası çok çabuk gelişti. O çocuk hırsızı barbar, ayaklarımı bağlayıp beni yeni evimizin yakınlarındaki kuytu bir köşeye götürdü. Sonra gövdemden sıkıca bastırarak beni bir kütüğe yatırdı. O parlak şey hızla kalktı ve indi. Kafam gövdemden koparak yuvalandı, duyduğum son ses doğduğumdaki ilk sese benziyordu. Civciv sesi. Benim civcivlerim…

Doğmuşlar…

Horoz öyküsündeki tavuğun kütüphanedeki yumurtaları.

Serdar Altunoğlu @ Gümüşlük Akademisi
Ressam: Funda Tarakçıoğlu

Edebiyat atölyesinde bu çalışmayı yaparken National Geographic dergisi gelmişti. Ağustos 2012 sayısında horoz öyküsüyle olmasa da Yeni Akım Okullar başlığı altında dergide çıktık.

Other Articles / Diğer Yazılar
  • Albert Einstein'dan İngilizce Konuşma ve Komplekslerimizi Yenme Dersleri
    Albert Einstein'dan İngilizce Konuşma ve Komplekslerimizi Yenme Dersleri
  • Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
    Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
  • NFT, Kriptoparalar, Dijital Eserleri Sergilemek ve Satmak
    NFT, Kriptoparalar, Dijital Eserleri Sergilemek ve Satmak
  • Sektöre Giriş: Storyboard Artist'in İşteki İlk Günleri
    Sektöre Giriş: Storyboard Artist'in İşteki İlk Günleri
  • Neden Bizden Disney Çıkmaz? Türkiye'de Animasyon Üretimini Geliştirmek İçin Ne Yapmalı?
    Neden Bizden Disney Çıkmaz? Türkiye'de Animasyon Üretimini Geliştirmek İçin Ne Yapmalı?
  • Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
    Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim

Etiketler: edebiyat atölyesi, gezi, Gümüşlük Akademisi

Yorumlar

  1. Ayşe Gümüş

    2012-08-30 ile 23:34

    Yumurta mı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtadan bir anlayabilsek!

    Cevapla
  2. bahattin avcu

    2017-03-29 ile 19:36

    ne de olsa Gümüşlük Akademisi akımı. olacak o kadar. hatalara rağmen güzel olmuş. demek ki Müge Hanımın da eksiği varmış. :)
    Derken, merak oluşmasın. uçamayan kanatlıların tüyleri kesilmez. uçanların Tülek tüyleri çekilir ya da kısaltılır. :)
    nedeni de seyip’leşmesidir, yani kalacağı yere alıştırılmasıdır. esen kal.

    Cevapla
    • Serdar A

      2017-03-30 ile 12:37

      Şehirli olmanın dezavantajı. Teşekkürler uyarı için.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günün En Çok Bakılanları

  • Oto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve YapılışıOto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve Yapılışı (23)
  • En İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım ProgramlarıEn İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım Programları (12)
  • Tipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir?Tipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir? (7)
  • Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj, Akrilik, Yağlı, Sulu, Kuru, Ebru...Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj,… (5)
  • En İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon ProgramlarıEn İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon Programları (7)
  • Türkiye'deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren Okullar Üzerine Pedagojik Bir İrdelemeTürkiye’deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (6)
  • Animasyonun 12 Prensibi ve Özeti 3 Temel İlkeAnimasyonun 12 Prensibi ve Özeti 3 Temel İlke (4)
  • Türkiye Animasyon Tarihinden Kısa Kısa NotlarTürkiye Animasyon Tarihinden Kısa Kısa Notlar (6)

Seçme Yazılar

Eşya Hukuku (Mini Öykü)

Eşya Hukuku: Sandalye – Yazı Atölyesi 3

Benim gibi yazı konusunda içdisiplin sağlayamayan kişiler için edebiyat atölyeleri biçilmiş kaftan. Bu haftaki atölye görevimiz  fotoğraftan yola çıkarak hikaye uydurmaktı. Uydurduk. Çok da eğlendik. Sağ olsun hocamız öykülerimizi Yazı Çizi’de yayınladı (to brodcast, to publish değil). Dolayısıyla fotoğrafı çeken sanatçının yorumunu da aldık. Sanırım internet yazarlığı bu yöne kayıyor. Yazı, görseller, bağlantılar, animasyonlar ve yorumlarla daha […]

Yükümüz ağır, mesafe uzun, yolumuz taşlı; a Yükümüz ağır, mesafe uzun, yolumuz taşlı; ama birilerinin keyfi hiç bozulmuyor. #deprem #yük #yol
Sanat dünyasını kasıp kavuran, haram datalı y Sanat dünyasını kasıp kavuran, haram datalı yapay zekaya karşı düzenlenen #NoAI protestolarına bir destek de bizden. 

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence, Episode 2: The Protests

1. So why are artists bothered? You see a striking comparison showing how the appearance differs when artist names are typed into the AI commands.
2. This means that without drawings by human artists, AI cannot produce any stylized output.
3. There are public databases like LAION-5B. Works by popular artists like @Loisvb have been added to this database without their permission. All AIs in the market started to produce works in the style of artists by taking advantage of this data. This is copyright infringement. 
https://laion-aesthetic.datasette.io/laion-aesthetic-6pls/images 
https://twitter.com/megraeart/status/1598806459004985363
4. So what do artists want? The artists rightly want their drawings removed from this database. The number of applications that use this data, such as Midjourney and DALL-E, are increasing.
5. What will they do? The Concept Art Association, led by Karla Ortiz, is preparing for an action. @kortizart @conceptartassociation
6. Their requests are at this link: https://www.gofundme.com/f/protecting-artists-from-ai-technologies
7. I consider these demands justified. It is ethically wrong for them to feed AI with haram data and make money from it. Laws are lagging here too. I hope necessary adjustments are made.
8. Because AI has entered our lives and will not leave. AI can be a useful tool even with just your own images and public domain content. I created the images in this series with ethical AI and old photo editing techniques to try if another way is possible.
9. “ART = IDEA” -Steve Huston There has to be another way. Because art is an idea. The story is king and the stories emerge from life.

 #yapayzeka #yahşizeka #yzroman #fotoroman #fotobashing #stablediffusion #AI #aiart #humanartist #lensa #midjourney #dalle2 #stablediffusion #artistrights
Ünlü öykücü dostum Füsun Çetinel’in (@fus Ünlü öykücü dostum Füsun Çetinel’in (@fusun.yaziyor) de dediği gibi “At a timeless zone, the story should start.” O zaman haydi buyurun. Hikayemiz 2009'da başlıyor. 
Hikayede bahsi geçen makale: https://serdara.com/go-oyunu-ve-kaos-teorisi/

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence Episode 1: The Go Defeat
1. Years ago, I wrote a passionate article on artificial intelligence (Bibliothec:2009).
2. The artificial intelligence that beat humans at chess had not yet beat humans at Go. In the article, I compared the subject with the popular chaos theory of that period and tried to explain why it could not be defeated.
3. Ten years later, the AI named "Alpha GO" defeated humans in Go as well in 2016.
4. But I took my part. From now on, I would not challenge AIs anymore, I would mind my own business.
5. When I couldn't find what I was looking for in engineering and philosophy, then I chose the digital art career path.
6. A news would wake me up from my peaceful sleep in my comfort zone called “concept art” and “storyboard”. A bloody AI-generated painting would return with an award from a competition in a fair.
7. Prompts are text commands for AI. Below are the pictures received from AI in response to these commands. Until last year, AI who made pictures like children with these commands…
8. By what time had he developed enough to win a competition in a few months? Beautifully drawn by a toast machine.
9. Will they take our jobs?

We will see.

 #ai #aiart #stablediffusion #photobashing #fotomanupulation #fotoroman #yapayzeka #photoshop #yzroman #yahşizeka #go
Tam olarak yapay da değil vahşi de değil olsa o Tam olarak yapay da değil vahşi de değil olsa olsa yahşi olan bu zekalar hakkında benim de diyeceklerim var. Bir kaç bölümde anlatmayı planlıyorum. Evet tüm görseller yapay zeka, fotoşop, Wacom ve sanatçı işbirliği ile üretildi.

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence Episode 0
1. Hello, this isn't me, this is my AI-trained Surrogate (2009). (Cool SciFi Movie: https://www.imdb.com/title/tt0986263/)
2. A great revolution has taken place in the art world.
3. There is total chaos and uncertainty right now.
4. But art history has witnessed many such turning points. *discovery of perspective 15th century.
5. With the invention of the camera, portrait painters were negatively affected. *the first photograph, 1826
6. Digital drawing tablets had forced artists in the industry to break away from paper.
7. And the internet… With an endless number of visual references, artists are now able to educate themselves without going through costly jobs such as visiting museums, working with live models, going to distant schools. Because they had an endless mine of knowledge in front of them.
8. There was another one feeding on this mine of knowledge while we slept. Artificial Intelligence! (AI) It climbed from the bottom of the mass data mines and came to the surface.
9. Now, here in these few series, I want to talk about them with you… To be continued…

 #AI #aiart #comics #çizgiroman #fotoroman #yapayzeka #YZroman #yahşizeka #stablediffusion #photoshop #wacom
Bu haftasonu hiç olmayan bir sokakta hiç olmayan Bu haftasonu hiç olmayan bir sokakta hiç olmayan bir ceket ve şapka ile bilinmezliğe yürüdüm. #stablediffusion
Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Fenn and his outstanding article “Electrospray Wings for Molecular Elephants” / Atomik Tontik Nerd Fil Konsepti for Doctor of Plasma @akil_kadin ❤️ #characterdesign #nobelprize #chemistry #plasma #electron #elephant
Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmı Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmış halidir. Storyboard, TRT tabiriyle resimli senaryo, benim tabirimle hikaye panosu, senaryo ile animasyon arasındaki bağlatıyı sağlar. Bu aşamada sanatçı, kamera açıları, araç gereç devamlılığı, karakter pozları ve sahne kompozisyonu gibi detayları belirler.  Animatikte sesler eklenir ve sahnenin süresi belirlenir. Artık animasyon aşamasına geçebilirsiniz. 
@isfstudios 
@rafadantayfa
#animation
#storyboard
#animatic
I am digging the ancient roots of Turkish #animati I am digging the ancient roots of Turkish #animation. Visually much better than my expectations. #karagoz #hacivat #hacivatkaragöz
It seems that last year was full of tea love ❤️☕️ My #art vs #artist banner by @artstationhq #artvsartist2021
Load More... Follow on Instagram

Ozgur Serdar Altunoglu © 2023

  • Türkçe