Ozgur Serdar Altunoglu

Animasyon ve Konsept Sanatı

  • CV
    • CV (Türkçe)
    • Yazılar
    • Hizmetler
    • Linktree
    • Hakkımda
  • ART
  • BLOG
  • İLETİŞ
  • Türkçe

Kağıt dergide yayımlanan ilk makalem “Go Oyunu” ve “Kaos Teorisi” hakkındaydı…

Tarih: 2011-02-01
Kategori: Felsefe, Mühendislik

Ankara Üniversitesi Felsefe 3. sınıfta okurken yazdığım ve kağıt ortamında yayımlanan ilk makalem. Bibliothec: Felsefe Sosyal Bilimler Dergisi Bahar 2009 (Şubat -Mart Nisan) 7. sayısında çıkmıştı. Yazı ilgi görünce ODTÜ Go Topluluğu sayfasında da görücüye çıktı:

“GO” Sorunsalı ve Kaotik Çözüm Arayışları

satranç tüccarların, go ise filozofların oyunudur
Shibumi / Trevanian

Giriş

Ne kadar basitse o kadar evrenseldir. Go oyunu basit kurallarıyla ve sonsuza yakınsayan olasılığıyla günümüz yapay zekaların erişemediği bir kaotik dallanmaya sahiptir. Rus Satranç Şampiyonu Kasparov’u yenen bir yapay zeka (DeepBlue) üretilmiş olsa da orta düzey bir Go ustasını yenen bir yapay zeka henüz üretilememiştir. Sorun günümüz bilgisayarlarının hesaplayamayacağı derecede yüksek olasılıktaki bir uzayda, yapay zekaların usta Go oyuncuları karşısındaki çaresizliğidir. Doğrusal (analitik, lineer, determinist) düşünce yerine; oynayış tarzı, kişilik, içgüdü ve tecrübe gibi doğrusal-olmayan (non-lineer, dinamik, kaotik) yöntemler daha doğrusu insansı sezgi, oyunda ön plana çıkar. Ve insan hâlâ oyundaki üstünlüğünü korumaktadır. Peki, bu neden böyledir? Önce oyunu tanıyalım.

Kısa Tarihi (1)

Go, MÖ 2000’li yıllarda Çin’de Wei-Qi (okunuşu: veyçi) adıyla ortaya çıkan ve günümüzde hâlâ oynanagelen en eski tahta oyundur. Doğuşu hakkında rivayetlerden en bilineni: Çin İmparatoru Shun (MÖ 2255-2206) pek de yetenekli olmayan oğlu Shang Jun’un zekasını geliştirmek için icat ettiği söylencesidir.

Yazılı kaynaklara bakıldığında Konfüçyüs (MÖ 551-479) ve Mencius (MÖ 372-289) Go’dan kısaca bahsettiği görülür. Ayrıca, Tsin Hanedanı (MS 265-419) döneminde yaşayan Sha An’in savaşlardan yorgun düşerek Sha Gen ile yaptığı savaşın sonucunu karşılıklı oynadıkları bir Go karşılaşması ile sonuçlandırdığı da yazılı olarak günümüze kadar gelmiştir.

Japonya’ya ise MS 735 yıllarında bir elçi vasıtasıyla ulaşan ve “Go” adını alan oyun, ülkede büyük ilgi görmüş ve iki yüzyıl boyunca saraydan dışarı çıkmamıştır.  Daha sonra samuraylar aracılığıyla halk tabakasına ulaşmıştır. 1600’lü yıllara gelindiğinde Japonya’da toplam dört Go okulu vardır. Go basit bir hobi olmaktan çıkmış, saygın bir oyun ve bir yaşam felsefesi olmuştur ve Go ustaları büyük itibar görmeye uluslararası turnuvalarda ülkelerini temsil etmeye başlamıştır.

Günümüzde Go

“Akıl Oyunları” (Beautiful Mind) filminde John Nash’in bir türlü kazanamadığı, “Pi” filminde genç matematikçinin hocasıyla sohbet ederken oynadığı, Mehmet Emin Arı’nın “Spiral” adlı etkileyici kısa öyküsünde ve macera romanı “Shibumi”de sıkça adı geçen oyun uluslararası turnuvalar ve bunları düzenleyen federasyonlarıyla popülerliği giderek artmaktadır.

Türkiye’de ise yeni yeni tanınan oyun, başta ODTÜ ve Bilkent öğrenci kulüpleri olmak üzere üniversitelere giderek yaygınlaşmaktadır(2). Şimdi ise İnternet sayesinde dünyanın dört bir yanındaki Go oyuncuları birbirleriyle kolayca iletişime geçip sanal ortamda turnuvalara katılabilmektedir. Bunlardan en popüleri KGS Go sunucusudur.

Oynanış

9×9, 13×13 ve19x19 boyutlarında tahtalardan ve 181 siyah ve 180 beyaz taşla oynanan Go oyununda amaç tahtaya en uygun şekilde yayılıp hayatta kalmaktır. Başlangıçta Locke’ın dediği gibi tahta boştur (tabula rasa). Fakat belli kuralları kendine has bir düzeni vardır. Levhaya her istenilen şekil yapılamaz. Bunu sınırlayan ise rakiptir aslında. Oyun ilerledikçe, taşların sayısı arttıkça, aynı boş anlıktaki bilgilerin hafıza veya kişilikte yer etmesi gibi oyun da bir karakter kazanır. Tahtaya yerleşen taşlar hafızadaki izler, çevresi sarılıp kaybedilen taşlar ise unutulan veya kaybedilen değerlerdir. Oyun bittiğinde ortaya eşzamanlı bir harita çıkmıştır.

Go oyununda duailst bir anlayış vardır: Siyah taşlar ve beyaz taşlar, ying-yang, etki-tepki, savunma ve saldırı ve tabiki uyum. En uzun düşünme oyunun başında gerçekleşir. Hayattaki ilk seçimlerin gelecekteki büyük etkisi gibi oyuna yön veren bu ilk hamlelerdir. Oyunun sonlarına doğru tahta dolar ve kıpırdayacak yer kalmaz, durum kristalleşmiştir. Alınacak taşlar alınmış, korunacak bölgeler korunmuştur. Savaş bitmiştir veya dans bitmiştir. Go oyun süreci insan hayatına benzer, her oyun eşsizdir, her kar tanesi gibi her hayat da eşsizdir. Ama kendine has bir düzeni vardır ve belirli kurallara tâbidir.

Satranç vs Go

Şibumi’de “Satranç bir çatışmaysa Go savaşın kendisidir.” der. Go’nun Satrançtan en belirgin farkı taşlar arasındaki eşitliktir. Aristokrasi, sınıf ayrımı ve vezir gibi üstün nitelikli taşlar yoktur. Taşların değeri, bulunduğu bölgenin stratejik önemine bağlıdır. Yanlış yerde yapılan bir hamle, aynı bir kelebek etkisi şeklinde, tüm oyunun kaderini zincirleme değiştirebilir. Go’da korunması gereken değerli bir şah yoktur. Bunun yerine koruması gereken topraklar, nefes alınacak boşluklar, ikmal yolları,  yani bir alan bir bütünlük vardır. Ve oyunun bitmesi için iki taraftan birinin yok olması gerekmez, zaten usta oyunculara göre Go tarafların bir çeşit dansıdır. Bazen şiddetlidir bazen sakin, oyun karakteri tamamen oyuncuların karakterine bağlı dinamik kaotik ve bulanık bir sistemdir.

Go oyununda derecelendirme ise Karate, Judo, Aikido’daki gibi Kyu ve Dan sistemi uygulanır. Oyunu hiç bilmeyen biri 35.Kyu’dan başlar ve 1.Kyu’ya doğru ilerler. Bundan sonra amatör 1.Dan başlar. Amatör 7.Dan’dan sonra profesyonel 1.Dan başlar. Dünyada 9.Dan olan ancak birkaç oyuncu vardır. 10. Dan ise kendine has bir ekolü olan ustalara verilir. Günümüzde “Deep Blue” gibi yapay zekalar dünya satranç şampiyonlarını yense de bu Go oyun düzeninde ancak 3.Kyu derecesine erişebilmektedirler. Şimdi tekrar soralım: Peki bu neden böyledir?

Go Sorunsalı

Evrendeki atom sayısı 1080‘dir. Google dediğimiz sayı 10100’dür. Satrançta olası değişik oyun sayısı ise 10120 ‘dir. OMNI Magazin’in Haziran 1991 sayısına göre, Go oyununda bu sayı 10761‘dir, yani birden sonra 761 tane sıfır. Satrançtan çok daha zorlayıcı bir sayıdır, satrançtaki olasılığın 10641 katı. Bunu hesaplayacak bir bilgisayar henüz üretilememiştir. Üretileceği de meçhuldür. Çünkü bilgiyi bilgisayar mantığıyla tek tek işlemek hamallıktan başka bir şey değildir. Bunu içini farklı mantıkta bir bilgisayara ihtiyacımız olduğu açıktır (3).

Peki böyle mantıkta bir yapay zeka nasıl olmalıdır. Bilgisayarlardaki yöntem bilgiyi sıralı işlemek ve en verimli seçimi elde etmektir. Bilgisayarlar insan gibi kararsız duruma geçtiğinde yaratıcı çözümler üretemez. Kısacası yapay zeka, yapılmış bir zekadır, yapan bir zeka olmadığından yapıcı ve yaratıcı değildir. En azından şimdilik değildir. Eğer insan gibi düşünmesi isteniyorsa kendi başına karar verebilen bir düzenek hazırlanması gerekir. Bu da kendine has bir karaktere sahip yapay zeka demektir.

4000 yıl öncesinden gelen Go bize en büyük icatlarımızdan birinin, yapay zekadan oluşan bilgisayarlarımızın en büyük eksikliğini göstermektedir. Günümüz mimarisindeki bilgisayarlarımız düşünemiyor, sadece hesap yapıyor. “Cogito ergo sum” önermesine göre düşünemiyorsa da yoktur, yani ruhu yoktur ve psikolojisi de… Peki bu oyunu insanlar hangi psikolojiyle oynuyor?

Psikolojisi

“Bir saatlik Go oyunu birini bir yıl tanımaya eş değerdir” derler; çünkü oyuna başlayışından itibaren oyuncu karakterini ortaya koyar. Karşı tarafı umursamadan kendine ait bir bölge oluşturuyorsa mütevazı, karşı tarafın hareketine direk bitişik bir hamle yapıyorsa saldırgan, küçük hatalarla taş kaybediyorsa dalgın, alanı dengeli kullanıyorsa bilge bir oyuncu olduğunu kolayca anlayabiliriz. Go aynı zamanda psikolojik bir dışavurumdur. İnsan gibi karmaşık bir varlığı tarif edecek kadar olasılık barındırır. Go oyun toplumsal karakterleri de yansıtabilir. “Samuraylar Go oynarken güzel bir biçem yaratmak için çabalarlar, Çinli oyuncular yarar sağlama yoluna giderler, Koreliler dövüşte iyidirler, tıpkı boksörler gibi.” demiş yaşlı bir Go oyuncusu(4). Türkler için de iyi arazi kapatırlar denilebilir mesela. Fakat bu çeşitte bir özgünlüğü yapay zekalar nasıl aşar?

Çözüm Arayışı

Go sorunsalında tekil (doğrusal, lineer, determinst, kartezyen) yaklaşımların işe yaramadığını gördük. Go bir kez daha insan beyni ile yapay zekanın, doğa ile matematiksel ideaların, gerçek ile soyutun ayırımın göstermektedir. Peki, “daha insansı bir yapay zeka yapmak mümkün müdür?” Yazının asıl sorusu budur. Yapay zeka mantığında Bole cebri (bolean algebra) vardır. Yani 1 ve 0’lardan oluşan dijital mantık önermeleri. Günümüzde ise yeni bir mantık anlayışı ortaya atılmıştır: Bulanık Mantık (Fuzzy Logic). Bu yeni mantık anlayışını temelinde ise kaos teorisi ve onun da temelinde ise dinamik sistemler yatmaktadır.

Bulanık Mantık ve Kaos Teorisi

Go sorunsalı, insanlığın çok güvendiği bilgisayarları, modern mantığı ve determinist anlayışa olan güveni bir kez daha sarsmıştır. Newton’un diferansiyel matematiği ile yaptığı açıklamalardan tatmin olmayan fizik dünyası da yeni yöntem arayışlarına yönelmiştir. Kaos Teorisi de bunlardan biridir. Kaos teorisini mantığa getirdiği dönüşüm ise Bulanık Mantıktır.

Kaos’un etimolojik anlamı “karmaşa” demek olsa da günümüz biliminde “başlangıç koşullarına hassas duyarlılık” şeklinde özetlenir, halk arasında da “kelebek etkisi” olarak bilinir(5). Kaos Teorisine göre: Hiç bir olay kendini tekrarlamaz, eğer tekrarlamaya başladıysa kristalleşmeye girmiştir. Fakat yeni koşullar oluştuğunda bu kristal yapılar çözülüp daha büyük kristal yapıları oluşturabilir(6). Tüm bu karmaşaya rağmen bu dinamik hareketli sistemlerin de kendine has bir düzeni vardır. Fakat bunu doğrusal matematiksel ifadelerle anlatmak güçtür. Çünkü bir kar tanesinin, bir bulutun ya da bir sigara dumanını aldığı “eşsiz” biçim kendine has bir geometriye sahiptir. Bu kesirli boyutlu geometriye ise fraktal geometri denmektedir.

Go oyununa geri dönersek, oyun kendi içinde tipik bir kaotik sistem gibi davranır. Oynanan tüm oyunlar eşsizdir aynı her kar tanesisin eşsiz olması gibi. Ve sınır koşulları o kadar esnektir ki bu oyuna sonsuza yakın çeşitlilik sağlar. Bu çeşitlilik denizi içinde kaotik sezgilerine güvenen usta bir go oyuncusu modern Bole mantığına sahip bir yapay zakayı kolaylıkla boğmaktadır.

Go, Felsefe, Psikoloji, Yapay Zeka, Bulanık Mantık, Kaos Teorisi ve Sonuç

Özetle Go, içerdiği sembolik derinlikle felsefeyi, düşünsel yöntemleriyle bilişsel psikolojiyi, yapay zeka çalışmalarıyla bilgisayar dünyasını ve dolayısıyla insan beyni üzerindeki çalışmaları kapsayan, geleceğin dünyasını etkileyecek dikkate değer disiplinlerarası bir fenomendir.

Tüm bu kaotik modellemeleri, matematiksel teoremleri, fiziği bir yana bırakıp düşünelim. Belki bilgisayar programcıları bilgisayara bir ruh vermeyi başarır ya da insanı alt edecek başka bir yol bulurlar. Çözüm ne olursa olsun “Go Sorunsalı”nın gösterdiği en hayret uyandırıcı şey insanlığın böyle bir oyunu yaratma kabiliyetidir. Yapay zeka günün birinde Go oyuncularına yenebilecek düzeye gelebilir; ancak bir Go oyunu yaratabilecek ve bundan zevk alabilecek düzeye gelirse insan olmuş demektir. Ve artık her insan gibi onların da insansı hatalar yapmaya başlamaları gerekir.

Yazının orijinali: Academia.edu Linki

Kaynakça:

(1) Papineau, Elisabeth (8 Mart 2001), The Game of Go: A Chinese Way of Seeing the World, MSO, M.Güney Çalışkan (Çev.) Bilkent Go,
(2) Türkiye Go Oyuncuları Derneği sitesindeki Go öğrenci klüplerinin internet adresleri, http://www.tgod.org.tr/gohane
(3) Çalışkan, M.Güney (Ocak 2001), Go Oyununun Yapay Zeka Araştırmalarındaki Yeri, Tübitak Bilim Teknik Dergisi,  www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/satranc/go/6_Yapay_Zeka.htm
(4)  Çalışkan, M.Güney (20 Ocak 2002), Go Siyah ve Beyaz Taşların Dansı, Tübitak Bilim Teknik Dergisi, www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/satranc/go/3_Taslarin_Dansi.htm
(5) Gleick, James (1997), Kaos, Fikret Üçcan (Çev.) Tübitak Yayınları
(6) Peat, David (2001), Filozof Taşı: Kaos, Eşzamanlılık ve Dünyanın Gizli Düzeni, Orhan Düz (Çev.), İnsan Yayınları

Other Articles / Diğer Yazılar
  • Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
    Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
  • UK 2020: London Liverpool Girişim Maceram
    UK 2020: London Liverpool Girişim Maceram
  • En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
    En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
  • Albert Einstein'dan İngilizce Konuşma ve Komplekslerimizi Yenme Dersleri
    Albert Einstein'dan İngilizce Konuşma ve Komplekslerimizi Yenme Dersleri
  • Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
    Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
  • NFT, Kriptoparalar, Dijital Eserleri Sergilemek ve Satmak
    NFT, Kriptoparalar, Dijital Eserleri Sergilemek ve Satmak

Etiketler: araştırma, Bibliotech, kaos teorisi, yapay zeka, yayımlanmış makale

Yorumlar

  1. Serdar A

    2015-05-26 ile 21:52

    Daha sonra yazımın çeşitli yerlerde kaynak olarak gösterilmesi beni mutlu eder:
    1. http://issuu.com/nazimozdemir/docs/feniks_e-dergi_sayi_74/28
    2. https://www.facebook.com/SuleymanEnginAkhan/posts/396304847141423

    Cevapla
  2. Ersin

    2016-08-01 ile 10:35

    AlphaGo yazılımı dünya şampiyonunu yendi :-)

    Cevapla
    • Serdar A

      2016-08-01 ile 14:53

      Evet makalenin de geçerliliği kalmadı böylece :) Bu aslında gizli bir devrim bence sonuçları ileride ortaya çıkacak. Ne mutlu artifişıl intelicintim diyene.

    • Abdulkadir

      2018-05-25 ile 04:22

      Bence çok güzel ve geçerliliğini koruyan bir makale. Son paragrafta yapay zekanın bir gün galip gelebileceği vurgulanmış.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günün En Çok Bakılanları

  • Oto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve YapılışıOto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve Yapılışı (23)
  • En İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım ProgramlarıEn İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım Programları (12)
  • Tipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir?Tipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir? (7)
  • Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj, Akrilik, Yağlı, Sulu, Kuru, Ebru...Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj,… (5)
  • En İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon ProgramlarıEn İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon Programları (7)
  • Türkiye'deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren Okullar Üzerine Pedagojik Bir İrdelemeTürkiye’deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (6)
  • Animasyonun 12 Prensibi ve Özeti 3 Temel İlkeAnimasyonun 12 Prensibi ve Özeti 3 Temel İlke (4)
  • Türkiye Animasyon Tarihinden Kısa Kısa NotlarTürkiye Animasyon Tarihinden Kısa Kısa Notlar (6)

Seçme Yazılar

The Gift (2D Animation)

The Gift: Bol Ödüllü Duygu Yüklü Minimalist 2D Animasyon Filmi ve Yapım Aşamaları

The Gift, Julio Pot’un ToonBoom Animate Pro ile yaptığı, bol ödül toplamış harika bir animasyon. Klasik 2D canladırma filmi yapmak isteyenler için güzel bir örnek. Aşağıda ise kısaca nasıl yapıldığı anlatılmış. Gerçekten “Mute” gibi başarılı bir çalışma.

Yükümüz ağır, mesafe uzun, yolumuz taşlı; a Yükümüz ağır, mesafe uzun, yolumuz taşlı; ama birilerinin keyfi hiç bozulmuyor. #deprem #yük #yol
Sanat dünyasını kasıp kavuran, haram datalı y Sanat dünyasını kasıp kavuran, haram datalı yapay zekaya karşı düzenlenen #NoAI protestolarına bir destek de bizden. 

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence, Episode 2: The Protests

1. So why are artists bothered? You see a striking comparison showing how the appearance differs when artist names are typed into the AI commands.
2. This means that without drawings by human artists, AI cannot produce any stylized output.
3. There are public databases like LAION-5B. Works by popular artists like @Loisvb have been added to this database without their permission. All AIs in the market started to produce works in the style of artists by taking advantage of this data. This is copyright infringement. 
https://laion-aesthetic.datasette.io/laion-aesthetic-6pls/images 
https://twitter.com/megraeart/status/1598806459004985363
4. So what do artists want? The artists rightly want their drawings removed from this database. The number of applications that use this data, such as Midjourney and DALL-E, are increasing.
5. What will they do? The Concept Art Association, led by Karla Ortiz, is preparing for an action. @kortizart @conceptartassociation
6. Their requests are at this link: https://www.gofundme.com/f/protecting-artists-from-ai-technologies
7. I consider these demands justified. It is ethically wrong for them to feed AI with haram data and make money from it. Laws are lagging here too. I hope necessary adjustments are made.
8. Because AI has entered our lives and will not leave. AI can be a useful tool even with just your own images and public domain content. I created the images in this series with ethical AI and old photo editing techniques to try if another way is possible.
9. “ART = IDEA” -Steve Huston There has to be another way. Because art is an idea. The story is king and the stories emerge from life.

 #yapayzeka #yahşizeka #yzroman #fotoroman #fotobashing #stablediffusion #AI #aiart #humanartist #lensa #midjourney #dalle2 #stablediffusion #artistrights
Ünlü öykücü dostum Füsun Çetinel’in (@fus Ünlü öykücü dostum Füsun Çetinel’in (@fusun.yaziyor) de dediği gibi “At a timeless zone, the story should start.” O zaman haydi buyurun. Hikayemiz 2009'da başlıyor. 
Hikayede bahsi geçen makale: https://serdara.com/go-oyunu-ve-kaos-teorisi/

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence Episode 1: The Go Defeat
1. Years ago, I wrote a passionate article on artificial intelligence (Bibliothec:2009).
2. The artificial intelligence that beat humans at chess had not yet beat humans at Go. In the article, I compared the subject with the popular chaos theory of that period and tried to explain why it could not be defeated.
3. Ten years later, the AI named "Alpha GO" defeated humans in Go as well in 2016.
4. But I took my part. From now on, I would not challenge AIs anymore, I would mind my own business.
5. When I couldn't find what I was looking for in engineering and philosophy, then I chose the digital art career path.
6. A news would wake me up from my peaceful sleep in my comfort zone called “concept art” and “storyboard”. A bloody AI-generated painting would return with an award from a competition in a fair.
7. Prompts are text commands for AI. Below are the pictures received from AI in response to these commands. Until last year, AI who made pictures like children with these commands…
8. By what time had he developed enough to win a competition in a few months? Beautifully drawn by a toast machine.
9. Will they take our jobs?

We will see.

 #ai #aiart #stablediffusion #photobashing #fotomanupulation #fotoroman #yapayzeka #photoshop #yzroman #yahşizeka #go
Tam olarak yapay da değil vahşi de değil olsa o Tam olarak yapay da değil vahşi de değil olsa olsa yahşi olan bu zekalar hakkında benim de diyeceklerim var. Bir kaç bölümde anlatmayı planlıyorum. Evet tüm görseller yapay zeka, fotoşop, Wacom ve sanatçı işbirliği ile üretildi.

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence Episode 0
1. Hello, this isn't me, this is my AI-trained Surrogate (2009). (Cool SciFi Movie: https://www.imdb.com/title/tt0986263/)
2. A great revolution has taken place in the art world.
3. There is total chaos and uncertainty right now.
4. But art history has witnessed many such turning points. *discovery of perspective 15th century.
5. With the invention of the camera, portrait painters were negatively affected. *the first photograph, 1826
6. Digital drawing tablets had forced artists in the industry to break away from paper.
7. And the internet… With an endless number of visual references, artists are now able to educate themselves without going through costly jobs such as visiting museums, working with live models, going to distant schools. Because they had an endless mine of knowledge in front of them.
8. There was another one feeding on this mine of knowledge while we slept. Artificial Intelligence! (AI) It climbed from the bottom of the mass data mines and came to the surface.
9. Now, here in these few series, I want to talk about them with you… To be continued…

 #AI #aiart #comics #çizgiroman #fotoroman #yapayzeka #YZroman #yahşizeka #stablediffusion #photoshop #wacom
Bu haftasonu hiç olmayan bir sokakta hiç olmayan Bu haftasonu hiç olmayan bir sokakta hiç olmayan bir ceket ve şapka ile bilinmezliğe yürüdüm. #stablediffusion
Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Fenn and his outstanding article “Electrospray Wings for Molecular Elephants” / Atomik Tontik Nerd Fil Konsepti for Doctor of Plasma @akil_kadin ❤️ #characterdesign #nobelprize #chemistry #plasma #electron #elephant
Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmı Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmış halidir. Storyboard, TRT tabiriyle resimli senaryo, benim tabirimle hikaye panosu, senaryo ile animasyon arasındaki bağlatıyı sağlar. Bu aşamada sanatçı, kamera açıları, araç gereç devamlılığı, karakter pozları ve sahne kompozisyonu gibi detayları belirler.  Animatikte sesler eklenir ve sahnenin süresi belirlenir. Artık animasyon aşamasına geçebilirsiniz. 
@isfstudios 
@rafadantayfa
#animation
#storyboard
#animatic
I am digging the ancient roots of Turkish #animati I am digging the ancient roots of Turkish #animation. Visually much better than my expectations. #karagoz #hacivat #hacivatkaragöz
It seems that last year was full of tea love ❤️☕️ My #art vs #artist banner by @artstationhq #artvsartist2021
Load More... Follow on Instagram

Ozgur Serdar Altunoglu © 2023

  • Türkçe