Bu yazıyı “çizgi film mi yapıyorsun” diyen arkadaşlarıma adıyorum. Yok hayır yanlış bir şey demediniz. Ben bu yazıda sadece çizgi film, animasyon, anime, üç boyutlu animasyon, karakter animasyon gibi kavramların sınırlarını araştırmak istedim. Önerisi olan varsa da aşağıda yorum kısmında buluşalım.
Animasyon Etimolojisi
Animasyon sözcüğünü, Türkçe karşılığı “Canlandırma”yı tüm animasyon çeşitlerini kapsayan çatı kavram olarak düşünebiliriz. Animasyon etimolojik kökeni ‘anima’dan yani ‘canlı’dan geliyor, aldığı ekler ile canlandırma anlamı kazanıyor. Neden ‘hareketlendirme’ değil? Çünkü hareket yeterli bir tanım değil, işin içinde seslendirme renklendirme ışıklandırma gibi eylemler de var.
Kendi sözlerimle ifade etmek gerekirse: Animasyon, belirli görsellere, belirli hareketler kazandırarak canlıymış gibi görünmesini sağlama sanatı ve tekniğidir. (Evet, sözlük dışı tanım yapıyorum el yapımı çok da keyif alıyorum. Okulda kendi tanımlarımı yaptığım için İlkçağ Felsefesinden hiç geçemedim. Ama seviyorum sözlük dışı tanım yapmayı ve çok faydalı olduğunu düşünüyorum, siz de yapın. Kalıp kafalı ezberci hocalarımızdan intikam alalım.)
Peki o zaman, “animasyon” için önerilen tam karşılık “canlandırma” neden tutmadı? Evet, canlandırma tam olarak karşılıyor; ancak ‘can’ sözcüğü Türkçede derin metafizik anlamlara da karşılık geldiği ve kültürümüze kutsallaşan şeyler katılaşıp çatlamaya müsait olduğu için sıkıntı yaratıyor. Eğer canlandırma sözcüğünde bir anlam boşluğu olsaydı işimiz daha kolay olacaktı, bu yüzde iki sözcüğü de ortamına göre kullanmak durumundayız.
Fazla sözcük kullanmaktan korkmayın, üşenmeyin, sözcük faşistliğine gerek yok. Her sözcük içinde birbiriyle geçişen, birleşen, ayrışan kavram bulutları barındırır. Bunlar da zenginlik oluşturur. Derdimiz zaten anlatmak değil mi? Bazen sözcük bazen müzik bazen de görüntü. Animasyon da bunları kullanır, pek çok çeşidinin ve yapım tekniğin olması bundandır.
Animasyon Türleri / Çeşitleri
Basit mantıkla bir görsel (frame) başka bir görüntüyü taklit edip “can”ladırıyorsa bana göre animasyon sınırları içine girmiş demektir. Bu tanımla “Hacıvat Karagöz” de canlandırmadır, oyuncularla çekilen bir film de canlandırmadır. Fakat biz öncelikle bilindik tanımın çerçevesine giren türlerle başlayalım. Sonra işin içinden nasıl çıkılmaz hale geldiğini göreceksiniz.
1. İki Boyutlu (2D) Animasyon
1.1. Klasik (2D) Animasyon (Çizgi Film)
Çizilmişse çizgi filmdir. Canlandırma dünyasına uzak olan çoğu insanın çizgi film olarak kastettiği kavram. Eskiden animasyonun sadece kağıda çizerek yapılırdı. Biz bunlar aynı zamanda 2D (iki boyutlu) veya CEL animasyon da diyoruz. En basit ve güncel örnek Simon’un Kedisi, bakın adam ne tatlı çizmiş, izlemeye doyamıyorum. ToonBoom Harmony, Flash, After Effects vb. programlarla yapılıyor. Ayrıntısı için 2D Animasyon Yazılımları.
Animasyon (canlandırma) ile çizgi film farkı nedir? Fotoğraftan motion-comics, oyun hamurundan stop-motion tarzı animasyon yapabilirsin; fakat buna çizgi film demek pek uygun olmaz. Eskiden animasyon, sinema dünyasında şimdiki kadar etkin kullanılmadığı için çizgi film ile film farkı barizdi. İşin içine 3D ve görsel efektler girince çizgi film kavramı yetersiz kaldı. Dil canlı bir varlık olduğu için zamanla yeni kavramların türemesi normal. Toparlarsak her çizgi film animasyondur, her animasyon çizgi film değildir.
Bu bağlamda tiyatroya animasyon diyebilir miyiz? Tam olarak değil; çünkü zaten içinde canlı var, Aristoteles’in de dediği gibi ‘taklit’ var. Kamera gibi resimleştiren (frameleştiren) bir araç yok, bu yüzden tiyatro daha gerçekçi bir duygu yaratır.
Bana göre 7. sanat sinema da değil, aslında animasyondur. Hayır mı? Yok artık saçmalama mı? Peki devam edelim.
1.2. Peki, Anime Nedir?
Anime, en basit tabiriyle Japon çizgi filmleridir. Genelde Japon çizgi romanları olan Manga’lar beklenenin üzerinde rağbet görünce animesi yapılır. Bazen usta anime yönetmenlerinden Hayo Miyazaki gibi adamlar da doğrudan sinema filmi olarak anime üretebilirler. Anime türündeki animasyonları ayırt etmek kolaydır. Büyük gözler, kendine has vücut yapıları. İzleseniz anlarsınız. Miyazaki ustadan güzel örnekler aşağıda.
1.3. Whiteboard Animation (Beyaztahta Animasyonu)
Son yıllarda, özellikle reklam alanında sıkça gördüğümüz bir animasyon türü. Beyaz tahtaya el çizimi karakterlerin, bir ürünü, olayı veya kişiyi tanıtmak için kullandığı animasyon türü. Bu türde animasyon yapmam için özellikle sevgilisine evlenme teklif etmek isteyenler veya arasını düzeltmek isteyenler başvuruyor. Yurt dışında dakikası 1000$’a yapıldığını söyleyince daha ekonomik yolları tercih ediyorlar. Açıkçası sanatı ikinci plana atıp biraz para kazanmak isteyen animatörler için güzel bir piyasası var. Ancak reklam sektörü stresi çok olan bir alan, şimdiden uyarayım.
Bu yöntemle çizgi film yapılmaz mı? Yapılır tabi, South Park mesela teknik anlamda çok yüksek teknoloji istemeyen ama konu olarak çok başarılı bir yapım. Önemli olan, marka olmak.
2. İki Buçuk Boyutlu (2.5D) Animasyon
(Edit 2020: Bu bölümü tezimi yazdıktan sonra ekliyorum.) İki boyutlu objelerin üç boyutlu uzayda konumladırılmasıyle gerçekleştirilen bir tekniktir.
2.1. Hareketli Grafikler (Motion Graphics)
Hareketli grafikler, klasik animasyonun dışında grafik kökeninden gelmiş ve iki boyutlu animasyonlar olarak başlamış olsa da günümüzde üretildiği yazılımlar kolaylıkla 2.5 boyuta izin verdiği için buraya eklemek istedim. Bu kategorinin oluşmasında After Effects ve Nuke gibi kurgu ve özel efekt ve animasyon yazılımlarının ve reklamcılığın büyük bir etkisi vardır.
Buna, okulda kinetik tipografi dersi için yaptığım, Şizoşems’i örnek verebiliriz.
(Görüntü her şeyi çok daha çabuk açıklıyor.)
2.2. Hareketli Çizgi Roman (Motion Comics)
Teknik anlamda elinizde bir çizgi roman varsa bunu animasyon haline getirmek için en kolay yöntem Motion-Comics (moşın komiks) Photoshop CC, After Effects veya 2D animasyon programları yazımda tanıttığım MotionArtists programıyla yapabilirsiniz.
Eski tablolara hareket veren teknik de motion-comics mantığı ile yapılıyor. Görselleri ‘layer’lara ayır ve hareketlendir. Doğan Can Gündoğdu bunu aşağıdaki “Saltanat” adlı çalışmasıyla başarıyla gerçekleştirmiş. Motion-comics gibi çizgi romandan üretmemiş ama teknik aynı.
Minyatür Animasyon: Motion-Comics gibi yine katman kaydırarak üretilen ama çizgi romanlardan değil de doğrudan görsel materyalle yapılan bu türe bir örnek TRT Çocuk’ta yayınlanan minyatür masallar. Sanırım bu türün devamı gelecek. Teknik anlamda yapması diğerlerine nazaran daha kolay. Fakat tür olarak kabul etmemiz için daha çok benzer ürün görmeliyiz gibi geliyor. Merak edenler bulduğum diğer örnekler için buraya baksın.
3. Üç boyutlu (3D/CGI) Animasyon
CGI (computer-generated imagery) animasyon olarak da adlandırılan, üç boyutlu tasarım programları ile yapılan animasyon. Fakat bir animasyonu yapmak için kağıt üstünde iki boyutlu karakter tasarımı ve storyboard çalışmalarına da ihtiyaç duyuluyor. Disney’in ilk zamanlarında bilgisayarlar yokken böyle bir kavram yoktu. 3D animasyonun göze hitap edecek dereceye gelmesi için Toy Story (1995) patlamasını beklememiz gerekti. Ardından teknoloji o kadar gelişti ki, olay bireysel projelere kadar indi. Şimdi siz de evinizdeki bilgisayar ve birkaç yazılım ile 3D animasyon yapabilirsiniz. Ayrıntısını merak edenler 3D animasyon yazılımları yazısına bakabilir. Aşağıda ise ev yapımı bir animasyona güzel bir örnek var.
4. Stop-Motion (Anlık Görüntü) Animasyon
4.1. Genel Stopmotion Animasyon
Buna çizgi film diyemiyoruz çünkü sadece çizilmiyor belirli üç boyutlu objeleri (mesela oyun hamuru, lego) hareket ettirerek ve bunların fotoğrafını çekip art arda (genelde saniye 24 kare) oynatarak elde edilen animasyona stopmotion animasyon deriz. Çok güzel bir örneğim var. Stopmotion ustası oskarlı PES hocamızın aşağıdaki filmi gibi.
Daha kötü bir örnek için aşağıda benim yaptığım stopmotion’ı gösterebiliriz.
4.1. Cut Out Animasyon
Anlık görüntülerin art arda gelmesi prensibine ek olarak objeler kesilip çıkarılan malzemelerden yapılır. Aslında en eski animasyon türlerinden biridir. Lotte Reiniger’in The Adventures of Prince Achmed’i türün ilk örneklerinden biridir.
Günümüzde de kağıt görünümlü animasyon türlerine rastlamak mümkün mesela. Breadwinner‘daki hikaye sekansları bu teknikle hazırlanmıştır. (Fakat onlar After Effects değil Nuke kullanmışlar.)
4.2. Pixilation
Pikselasyon da bir stop motion alt türüdür, temel farkı kukla veya kağıt değil direkt gerçek fotoğrafların ardıllanmasıyla gerçekleşir. Animasyon duayenlerinden Norman McLaren’in 1953’te Oscar alan eserini aşağıda izleyebilirsiniz (İşin ilginci animasyon değil de belgesel kategorisinde Oscar alması.)
5. Rotoskopi
Banu E. arkadaşımızın hatırlattığı Rotoskopi tekniğinin adı yabancı gelebilir ancak kendisi çok eski ve alışıldık bir tekniktir. Bildiğiniz görüntüleri kamerayla çekerler üzerinden kalemle tekrar 2D canlandırma yaparlar. Buna en bilindik örnek. 2006 yapımı A Scanner Darkly (Karanlığı Taramak) ve Waking Life filmlerini örnek verebiliriz.
Bu yeni bir teknik de değil aslında. Bu tarzın en büyük üstadı Amerikalı animatör Ralph Bakshi‘dir.
Yukarıda ise bir dans videosundan yaptığım rotoskopi örneğini görüyorsunuz. Bu tekniğin en büyük avantajı hareketleri doğrudan çizime aktarılmasıdır. Hareketler gerçeğe daha yakın görülür.
8. Melez (Hibrit, Karma) Animasyon
Birazdan vereceğim örneklerle yapmaya çalıştığımız bu animasyon sınıflandırma denemesinin ne kadar sığ ve yetersiz olduğunu göreceksiniz.
Evet, yine Posthuman örneğini verdim. 2D, 3D ve VFX teknikler o kadar güzel harmanlanmış ki filmi net bir kategoriye yerleştiremiyoruz, sadece animasyon diyebiliyoruz. Görüldüğü gibi sığ kategorizasyonların ötesinde biraz ileriye gittiğimizde canlandırıcının (animatörün) tarzına göre tanım da değişiyor. Mesela aşağıdaki için ne diyebiliriz.
Animatör Chris Palmer, geleneksel 3D anlatısını kırmış ve 3D üzerine 2D fırça efektleri kullanmış.
Yani isterse sanatçı, tekniklerden istediğini birleştirip kategori üstü bir ürün çıkartabilir. Bu durumda eserin türüne verebileceğimiz tek cevap animasyon olacaktır.
9. Görsel Efektler (VFX)
Teknik geliştikçe sinemaya Karakter Animasyonu ve Görsel Efekt (VFX: Visual Effects) animasyonu gibi kavramlar girdi. Örneğin Avangers (2012) filmindeki Hulk karakter animasyonudur. Film çekilirken aslında o yoktur, Hulk’a ayrılmış yeşil kaplama yerler vardır ve filmin insanlı çekimleri bittikten sonra bilgisayar ile eklenir. Çizgi film mi bu şimdi?
Görsel efekt animasyonları da patlamalar, uzay gemileri, fantastik bir gezegenin yüzeyi gibi tüm efektler 3D modelleme programları ile yapılan canlandırma etkileridir. Gün geçtikçe daha da sinemaya girmektedir. Bu açıdan baktığımızda aslında sinema animasyonun bir alt koludur diyebiliriz. Aşağıdaki videoda arkadaşımız görsel efekt programlarıyla bir havaalanını Star Wars üssüne çevirmiş. Çok da gerçekçi olmuş. Bu çizgi film mi? Hayır. Animasyon mu? Evet. Hem de üç boyutlu modelleme ve görsel efekt animasyonu iç içe.
Hareket Yakalama (Motion Capture) Tekniği: Animasyon çeşidi değil, tekniği. Canlıların doğal hareketlerini sıfırdan başlayıp bilgisayarda hesaplamak ve seslendirmek hâlâ çok zor. Bu yüzden alternatif bir yol seçtiler. Bunu için canlının hareketlerini yakalayıp bir kamera ve bu harekeleri bir 3D modele uygulayacak bir bilgisayarla işi hallettiler.
Şimdilik bir ortaklık söz konusu. Teknolojinin gelişimi ise inanılmaz. Evet, anne annemin tabiriyle “ahir zaman geldi”. Hoş geldi.
10. Kameralı Sinema (Motion Picture)
İddia ediyorum! Ekranda izlediğiniz tüm filmler için içine kamera gibi kareleştirici bir araç giriyorsa animasyonun bir alt türüdür.
Biraz zorlarsak, örneğin Nuri Bilge Ceylan, başyapıtı Kış Uykusu’nda bir hikayeyi aktör ve aktiristlerle 3D modellemeye ihtiyaç duymadan anime etmiştir (canlandırmıştır) çünkü daha ucuza mal olmuştur, Haluk Bilginer’i bilgisayarda modelleyip render edip, seslendireceğine, yönetmen daha ekonomik bir yolu seçip aktörün kendisini oynatmıştır, diyemez miyiz? Evet, çok zorladık; ama bence bu söylemin bize ters gelmesinin asıl sebebi sinemanın bilgisayar devriminden önce doğmasıdır. Peki bizden bir iki kuşak sonra tüm hareketli görüntülere, animasyon demeye başlayabilirler mi? Hatta belki oyunculara da gerek kalmaz kim bilir.
Son Tanım
En başta yaptığım animasyon tanımını sinemayı da kapsayacak (ve İlkçağ Felsefesi hocamın kemiklerini sızlatacak) şekilde tekrar yaparsak. Animasyon, belirli görselleri (frame) art arda sahnelerle hareketlendirerek (motion) canlılık (anima) hissi yaratma sanatı ve tekniğidir.
Berbat bir tanım olmuş olabilir ama en azından bana ait. Sokrates gibi kendi tanımımızı aradık. Felsefe okulda değil, ezberde değil; dışarıda, böyle bir tanımda, filmlerde, her yerde…
Umarım açıklayıcı bir yazı olmuştur. Yorumlarınızla daha da güzelleşti ve derinleşti teşekkür ederim.
Banu E.
Merhabalar.
Bu kadar geniş bir alanda sınıflandırma yapmak elbette ki bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle türlerine göre ayırmak denildiğinde hangi ürünün hangi türe ait olduğunun belirlenmesi biraz zor. Kişisel fikrim “anime”lerin 2D animasyonların alt kolu olduğu yönünde. Aynı şekilde “hareketli çizgi roman” olarak ayırdığınız başlık da 2D’nin altına girebilir.
Yüksek lisansımı animasyon alanında yapmış ve tezimi yazarken aynı zorluğu ben de yaşamıştım. Çözümü tür bazında bir ayrım yapmadan kişi bazında başlıklandırarak bulmuştum. (Emile Cohl, George Lucas vs.)
Kameralı düz sinema başlığınızı biraz zorlama ancak değişik bulduğumu da söylemeden edemeyeceğim. Hareketli görüntü denilen de 24 fps sonuçta.
Rotoskopi’den de bahsetmemek olmaz bence böyle bir yazıda.
Benim yorumum da uzun oldu kusura bakmayın. :)
Elinize sağlık.
Serdar A
Tabi ya rotoskopi çok güzel bir öneri ilk fırsatta ekleyeceğim. Ben de sınıflandırmayı teknik anlamında gerçekleştirmeye çalıştım ama kusursuz bir sınıflandırma pek mümkün olmuyor. Önemli olan bir kavramdan bahsettiğimizde adının olması. Yorumunuz için teşekkürler.
nihal
arkadaslar ben de yuksek lisansimi animasyon uzerine yapacagim.fakat cok cesitli hangi alan i tavsiye edersiniz veya hangi alan bitirdikten sonra is bulma imkanini saglar.lutfen yardimci olurmusunuz.gercekci cevap bekliyorum lutfen.cok zor sartlarda okuyacagim icin benim icin cok onemli.
Serdar A
O konuyu burada tartışıyoruz: https://serdara.com/canlandirma-animasyon-egitimi/
Ali
Kalemine sağlık.
Sektörden biri olmamama rağmen algıda zorluk çekmedim. Aksine soluksuz okudum ve izledim.
Acaba bu sektöre girsem mi diye de düşündüm.
Gençler bu yazılardan çok etkilenecektir. Tekrar ellerinize sağlık
Aybike
Merhabalar,
Ben de Animasyon Lisans öğrencisiyim ve böyle bir yazıda Cut Out ve Pixilation animasyonu da eklememek olmaz :)
Bir de Tarihsel olarak bakıldığında da animasyon sinemadan daha önce geliyor zaten. İlk animasyon örnekleri mağaralardaki resimler kabul ediliyor orada iç içe geçmiş hareketli çizimler var. Sonraki dönemler için ise uzun bir konu yorumu uzatmak istemem fakat ilgilenirseniz eğer animasyonun sinemadan daha öncesine uzanan tarihi ve icatları ile ilgili slayt paylaşabilirim sizinle.
Ozgur Serdar
Cut Out ve Pixilation konusunda haklısın eklemek lazım; çünkü liste teknik açıdan ele almıştı. Animasyonu sinemadan önceye uzatmak pek mantıklı gelmiyor çünkü bir hak ilanı söz konusu ise çizgi romanın bile daha çok sözü geçer. Statik bir resmi iç içe hareket barındırıyor diye animasyon kabul etmek ontolojik bir hataya götürür bizi. Anima hareketi canı ifade ediyor. Genel eğilim gibi animasyonu sinemanın doğuşu ile birlikte ele almayı uygun buluyorum. Ama İran’da bulunan 5000 yıllık kaseyi hesaba katarsan bir şey diyemem. Ama onu da ardından bir endüstri gelmemiş. Köken muhabbetlerini değil de gelecek muhabbetlerini uzatmak lazım bence. Tarihisel açıdan, sunum yerine, Giannalberto Bendazzi’nin üç ciltlik eseri var o da Fantasmagorie’yi milat olarak ele alır. Benim kabul ettiğim yaklaşım da bu şekilde.
Güneş
Merhaba yazınızı okudum çok güzel anlatmışsınız ama bir sorum var 2019 yapımı I Lost My Budy filmi bu kategorilerden hangisine girer sizce?
Ozgur Serdar
Fransız ekolü 2D estetiğini seviyor. I Lost my body filmini de 2D dijital animasyon olarak izledim. Tabi bir çok sahnede 3D tekniklerini kullanmışlardır bunu yapımcılara sormadan tam bilmemeyiz. Ama estetik tadını 2D olarak seçtikleri açık.