Belli bir süre özel sektör tozu yuttuktan sonra, insan ister istemez bazı mesleklere diş bilemeye başlıyor. Evet memurluğun başkentinde yaşıyorum, evet Ankara’yı seviyorum ama bu sistem zoruma gidiyor!
Düşünün işe gitmek için sabah 6:25’te saat çalıyor. Eve döndüğünüzde ise olmuş mu size 20:00 Karatay bile akşam sekizden sonra yemek yemeyin diyor. Hadi sağlıklı yaşamı geçtik peki, idealler hayaller? Tekrar söyleyeyim ben sosyal bilimci felsefeci okur yazar akademisyen prof ya da bir benzeri bişey olmak istiyorum; ancak bunu besleyecek okumaları eğitimleri sağlayacak ideal bir meslek bulmadım bulamıyorum, bu kapitalist sistemden de hem özgür hem de etik bir çıkış yolu bu-la-mı-yo-rum.
Antik Yunanda felsefenin gelişmesine biraz da köleliğin katkısı olmuştur. Çünkü köle sahiplerinin düşünecek bol vakitleri vardı. İşte ben o kölelerden biriyim ve isyan ediyorum çünkü sahiplerim bu boş vaktin hakkını veremiyor!
Düşünecek vakitleri olanlar soliter oynuyor. Tamam hadi günde 3.5 saat çalışarak hizmetini gerçekleştirdin diyelim. Peki artan zamanda ne yapıyorsun? Bunu hesabını tüm işsizler olarak sorma hakkımız var.
Boşuna saklamayalım “devlete kapağı atmak” diye bir tabir var. Bunun alt metnin hepimiz görmezden geliyoruz. “Devlete kapağı atayım ondan sonra rahatım, çok çalışmama gerek yok, maaşım yatacak sigortam ödenecek oh…” Devletin sırtındaki bir kene olma hayali değil mi bu? Öğretmenlik neden en yüksek puan oldu? Dünyayı mı kurtarıyorlar? Evet, ideal nesiller yetiştirmek için… Ya biraz dürüst olun ya. ÖSYM sınavları çok güzel bir sosyolojik araştırmadır ve açıkça görülüyor ki para (güvence) neredeyse çokluk da oraya akın ediyor.
Kimse savunmaya geçmesin, istisnalar kaideyi bozmaz. Bir özel sektör çalışanı olarak, az çalışıp bol tatil yapıp tam maaş alan her türlü memurdan alacaklıyım. Ya boş zamanlarında bedelini ödeyecek şekilde değer üreten işler yapsınlar ya da yerlerini o işi daha iyi yapacak kişilere bıraksınlar; aksi takdirde sırat köprüsünden kucağıma düşecekler.
Evet zoruma gidiyor ve böyle isyan eden herkes, kendini kurtardığında sesi de kesiliyor; çünkü ortak bir günahın parçası oluyorlar. Kapağı atın ve susun bakalım…
Aşağıdaki görsel daha geçen ekim ayında, okula kayıt yinelemek için gittiğim manzaranın fotoğrafıdır. 2 saat yemek yiyorlar. Aynı zamanda ek iş yapan araştırma görevlileri olsalar yine sözüm yok…
İnsan açken vahşileşir. Ego olsun mide olsun ruh olsun her türlü açlık insanı daha saldırgan yapar. Muhtarınızı düşünün ya. En basitinden bizim muhtarın taşındığımız gün dışında bir kere bile açık anına rastlamadım; çünkü onun çalıştığı saatlerde ben de çalışıyorum ve işten izin alıp muhtara gittiğimde onu yerinde bulmayınca sinirim bozuluyor.
Ne yapıyor bu muhtar ya ne yapıyor? Hangi eğitimi almış, bu kadar eğitimli aç insan atanamayıp intihar ederken o ne yapıyor? Muhtar amca yerinde gözüm var!
Bakın geçen akşam gittim, yine yerinde yok. Geçen okula kayıt yineleme için yıllık iznimden ve günlük primimden kesilip, üstününe 17 TL taksi parası verip (o saatte vasıta yok) işten izin aldığımda da yoktu, bir cumartesi sabah da gittim yoktu. Neredesin Muhtar Emmi?
Valla ya muhtarlık binasının 100 m ilerisinde açık öğretim bürosu da var. 5 senelik vazife dönemimde hem sosyolojiyi bitirip hem de yarım kalan Felsefenin sınavlarına girip mezun olabilirim. Hem de gelen ziyaretçilerle pratik felsefemi ilerletirim, kalan zamanda da bol bol kitap okurum, sanat sitelerinden eğitim videoları izlerim zaten tüm işim bilgisayarla. Kafama yattı bu iş:) Hayatı bir şeklide heklemek lazım böyle gitmez…
Not: Ayrıca Nüfus Müdürlüğünden de ikametgâh alınabiliyor ama Cumartesi kapalı. Valla onlar da kebap; araştırdım itfaiye olmak için KPSS 75 üzeri almak lazım. CV’im ancak muhtarlığa yetiyor:( Bence aziz Cebeci halkının bilgisayardan anlayan, daha eğitimli ve hevesli bir muhtara ihtiyacı var. Daha yaşanabilir bir Cebeci mümkün!
…
Edit (1.1.2014): DTCF Öğrenci İşlerinde son zamanların en büyük gelişmesini eklemekten kıvanç duyuyorum. Mezun ve Ankara dışındaysanız, internet üzerinden trankskript talep formu doldurup, taranmış kimliğinizle birlikte, dtcfogr@ankara.edu.tr mail adresine gönderirseniz, transkriptinizi size mail olarak gönderiyorlar. Resmi belge ıslak imzalı olmalıdır diyorsanız, bu durumda belgeyi bir arkadaşınıza aldırıp kendinize göndertmeniz gerekli. Karışık geldiyse telefon edin +90 312 310 32 80 / 1762. Ha bir de duyurular içini kimsenin bilmediği Facebook sayfaları var. Umudunuzu kaybetmeyin, bakın öğrenciler ortabahçedeki merdivenleri boyamış güzel olmuş.
Ex-Muhtar
Geçmiş olsun muhtarlıklar kaldırılıyormuş!
Kaynak: CnnTurk
Serdar A.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklaması şu “yok öyle bir şey” En yakın seçimde adayım ex-muhtar:) http://www.haberturk.com/polemik/haber/735995-muhtarliklar-kaldirilacak-mi
Serdar A
Ek: Muhtarlıktan çekildim, böyle işlere kazanç niyetiyle değil hizmet önceliği ile girmek gerekiyor. Ama bir adayım var: Tekel dükkanı olan bir amca aday olmuş. Ankara Cebeci’ye böyle bir amca daha yakışır. Oylar Tekelci Amcaya…
Serdar A
Yine aynı muhtar seçildi, bu gün geçtim yine dükkan kapalıydı tabi :( İki aday vardı zaten. Bileydim katılırdım. Tekelci amca da yan mahellenin muhtar adayıymış.