Ozgur Serdar Altunoglu

Animasyon ve Konsept Sanatı

  • CV
    • CV (Türkçe)
    • Yazılar
    • Hizmetler
    • Linktree
    • Hakkımda
  • ART
  • BLOG
  • İLETİŞ
  • Türkçe
Animasyon Stüdyoları

Neden Bizden Disney Çıkmaz? Türkiye’de Animasyon Üretimini Geliştirmek İçin Ne Yapmalı?

Tarih: 2020-06-29
Kategori: Animasyon Günlüğü

Disney animasyon üretiminin nerelere gelebileceğini gösteren iyi bir örnek ve neden bizde de böyle bir oluşum olmasın diyor insan? Bu konu üzerine uzun zamandır düşünüyorum, hatta bu konuda dünya çapında kabul görmüş okullardan birinde eğitim de aldım, bu konuda yol katetmiş belli başlı ülkelerde bulundum ve animasyon endüstrisinden insanlarla tanışma fırsatı edindim.

Yapılması gerekeni Özgür Demirtaş hocamız gibi özetlemek gerekirse “yapısal reformlara ihtiyacımız var”. Günü kurtaracak bireysel başarılar bizi gururlandırsa da tabanı sağlamlaştıramadığımız sürece ülkeden bir Disney (Pixar), Ghibli, Cartoon Salon çıkartmamız zor.

Sanatçılarımızın yetenek eksiği olduğunu da düşünmüyorum; aksine Türkiye’nin yaşlı ve genç yetenekleri harika (bunun için ayrı bir liste yapılır); ayrıca bilgiye erişmek gittikçe kolaylaştı ve online olarak da insan kendini geliştirebilir. Salgın günlerinde bu fikir seçenek değil, zorunluluk halini aldı. Tutorial Günlüğünde çevrimiçi eğitim konularında kendinizi nasıl geliştirebileceğinizi detaylıca açıklamıştım. O yazılardan da göreceğiniz gibi sadece sanat değil, sosyal bilim, yazılım, ekonomi, pozitif bilim alanlarında da oldukça kaliteli içerikler bulmak mümkün.

“Ne yapmalı?” gerçekten önemli bir soru ve cevabını birlikte araştırıp birlikte eylem haline getireceğiz. Bireysel çabalarımla animasyon ancak bu kadar oldu ve kolektif çabalar ile insanların neler başardıklarını gördükçe nasıl bir hataya düştüğümü anladım.

Güncel medya içeriklerine baktığımızda insanların insanlara olan kompleksi ve bunun sonucu doğan nefreti ve tabii ki de bunun mizahı oldukça rağbet görüyor. Buna toplumsal kutuplaşmayı da eklersek “moda” “cool” “popüler” olan aslında bireysel ve bencil olana yönlendiriyor bizleri. Ürün satmak için gayet iyi bir politika; ancak birbirimizden nefret ettikçe zor projeleri nasıl el ele verip çözebiliriz? Kibir gardını bir yana bırakıp kalan zamanımızda büyük işlere niyet etsek nasıl olur? Birçoğumuz zaten otobüsü kaçırmış bir milletin ve kadere dönüşmüş bir coğrafyanın şanssız evlatları olarak kendini konumlandırıyor. Madem öyle boş oturmak yerine yapıcı bir şeyler denemekten ne çıkar. Emin olun daha iyi hissedeceksiniz. Şimdilik hiç bir somut kanıtım yok ama içimizdeki potansiyel güce inanıyorum.

Başlıklar / Contents

  • Soru 1: Neden Türkiye ile ilgilenmek yerine yurt dışında devam etmiyorsun?
  • Soru 2: Kanada’da okudun şimdi İngiltere’desin yoksa sen gavur olmak için mi uğraşıyorsun bu kadar?
  • Soru 3: Peki, Neden Bizden Disney Çıkmaz?
  • Soru 4: Ciddi soruyorum. Türkiye’de animasyonu geliştirmek için ne yapmalı?
  • Soru 5: Tamam da şimdi sen, ben, biz ne yapabiliriz?
    • İhtiyaç Listesi

Soru 1: Neden Türkiye ile ilgilenmek yerine yurt dışında devam etmiyorsun?

Evet arkadaşlar, gitme kafasına kapıldığım günden sonra başlayan süreçte onu da denedim ve gördüm ki herkes önce kendi insanını kolluyor ve kendi kültüründen beslenerek (parasal ve düşünsel anlamda) ilerliyor.

Öğreneceğiniz ilk ders şu olsun: Hayata karşı konumunuzu ne kadar erken belirlerseniz o kadar iyi. Ben 34 yaşında (çizim kursuna başlayarak) belirledim. Ama kararı 15 sene önce almıştım, -imkanımız yoktu o ayrı-. Bahanelerin faydası yok. Eğer 15 sene önce başlasaydım zaten CRS vize puanım Kanada’da çalışmaya yetecekti. Belki orada çalışıyor olacaktım. 20-29 yaş arası 100 olan çalışma izni puanı yaş ilerledikçe büyük bir ivme ile düşüyor. Şu araçla Tatlış Kanada’nın sizin için biçtiği göçmenlik puanını hesaplayabilirsiniz. Aynı durum Yeni Zelanda ve Avustralya için de geçerli, ayrıca Avrupa Birliği üye ülkelerine puan sınırı koymuyor. EU vatandaşı olan bir animasyoncunun istihdam imkanlarını düşünsenize, yeteneği dışında mücadele etmesi gereken başka hiçbir şey yok.

Özetle her bencil tüzel varlık gibi Kanada da eğitimli, genç ve bükebileceği beyinlerin iş gücünü ülkesinde istiyor. Benim master ve İngilizce puanlarımın eklense dahi barajı aşmaya yetmedi; çünkü yıllar geçiyor akıllanıyorsunuz; ama yaş katsayısı daha büyük bir hızla tersine işliyor. (Benzer bir durum üniversite sınavında olmuştu baya iyi net yapsam da şirin lisemin getirdiği orta öğretim başarı puanı beni tercihlerimde bir kaç satır aşağıya atmıştı.) Fakat buna karşın ne yapıyorum? Vaz mı geçiyorum? Hayır! Başlamak için geç olabilir; ama vazgeçmek için çok daha geç. Hem sevdiğim işi neden bırakayım?

Soru 2: Kanada’da okudun şimdi İngiltere’desin yoksa sen gavur olmak için mi uğraşıyorsun bu kadar?

Gavur olmak için değil (zaten mümkün de değil), endüstrileşmiş bir ülkede tecrübe ve para kazanmak için. Ülkeye getirilecek her kuruş, Türk parasının değer kazanması ve ülkenin güçlenmesi demektir. O yüzden gurbetçilerin getireceği her değer, ülkeye gelecek her yabancı yatırım, ekonominin gelişmesi anlamına gelir. Eğer bugün sürekli dolar yükseliyorsa gemi su alıyor, dışarıya sattığımızdan daha çok ürün alıyoruz demektir. Türkiye’nin dış borcu 500 milyar dolar, Disney’in 2019 toplam değeri 261 milyar dolar. Bu saçma bir kıyaslama; ama tek bir firmanın koca bir ülke ekonomisine yapabileceği katkıyı gösterebilmesi açısından çarpıcı bir durum. Yanına Amazon ve Apple’ı ekle hop geçti bile.

Yukarıdaki videoda, İnternet Ekipler Amiri adaşımın da altını çizdiği gibi çok çalışmamız lazım. Bu “animasyon günlüğü” yazı dizisinde Türkiye’deki animasyonun gelişmesi için yapılması gerekenleri irdeleyeceğim. Bildiklerimi sizlerle paylaşacağım ve sizin de fikirlerinizi soracağım. Bu “saçma” hayal için tanrılara oldukça kurban (mühendislik kariyeri, diplomalar, hatalar ve yıllar) verdim. Daha fazla boşa gitsin istemiyorum ve desteğe ihtiyacım var. Belki siz daha az hata yapar birkaç adım daha ileri gidersiniz. Benim motivasyonum bu. Eğer sizin de hayaliniz bu rotada ise takılın peşime.

Soru 3: Peki, Neden Bizden Disney Çıkmaz?

Bizden Disney çıkmaz; ama bizden daha güzel başka bir şey çıkabilir. Nasıl Japonya’dan Ghibli, İrlanda’dan Cartoon Saloon, Kanada’dan Bardel, İngilte’den Framestore, Yeni Zelanda’dan Weta Digital, Fransa’dan Illumination Mac Guff, Almaya’dan Pixomondo, Avustralya’dan Animal Logic çıkıyorsa neden bizden de 15 Temmuz Gezi Parkı Milli Mücadele Animasyon Stüdyosu çıkmasın? İsimler önemli değil arkadaşlar. Nereden çıktığı önemli. Coğrafya kaderse daha fazla kedere kapılmadan coğrafyamızı güzelleştirmemiz gerekiyor. Kutuplaşma ötekileşme lüksümüz yok. Bu coğrafyadaki her şey bizim, bunu hazmetmemiz gerekiyor. Özellikle hor görülen hoşgörüyü, liyakati ve adaleti canımız gibi korumamız lazım. Hedeflerimiz ortak olursa neyin tartışmasını yaşarız ki?

Soru 4: Ciddi soruyorum. Türkiye’de animasyonu geliştirmek için ne yapmalı?

Ciddi cevap vereyim, endüstrileşmeliyiz. Animasyon sanatı, gücünü bu tabandan (yani seyirciden) alıyor. Eğer Japonya’ya, Kanada’ya, Amerika’ya, Güney Kore’ye bakarsanız animasyon adına ciddi bir tüketim de mevcut. Kendi tabanlarında kaliteyi oturttuktan sonra dışarıya da satmaya başladılar. Enflasyonun ve faizlerin sıfıra yakın olduğu ülkeler bunlar. (Bir sene sonra yurda dönüyorsun her şeyin fiyatı iki kat atmış; ama alım gücü aynı.)

Dışa bağımlı üretim de riskli, çünkü tanımadığın bir pazara iş beğendirmeye çalışıyorsun. Kendi insanını çözmekten acizken hiç tanımadığın insanları nasıl çözeceksin? Animasyonumuzu kalabalıkların seveceği kalite ve incelik düzeyine getirmemiz gerekiyor. Çizgi film sadece çocuklar içindir diyen bir kuşaktan nasıl bir tüketim bekleyebilirsin! Animasyonun tüm kuşaklara farkındalık kazandırılması lazım. Birçok güzel anime görüyoruz fakat bunu ardındaki Japon halkına işlemiş Manga (çizgi roman) kültürünü de hesaba katmak gerekiyor. Dedenizin anneannenizin çizgi roman okuduğunu düşünsenize…

Disney bunlar içinde en uyanığı, ABD içinde nesiller boyunca çocuklardan başlayıp gençlere kadar bir kitle oluşturdu. Bunu lunaparklarla perçinledi (theme park yani teması olan sadece salıncaktan dönmedolaptan bahsetmiyorum sağlam bir konusu olan parklardan bahsediyorum) ve bu da dünyanın en büyüğü olmasına yol açtı (sırasıyla Pixar’ı, Marvel’i, Star Wars’ı ve Fox’u aldı.). Hiç bir yetişkin (adult) işe girişmesine gerek dahi kalmadı, çünkü yetişkin içeriklerin seyircisi çocuk, genç ve aile kitlesinden çok daha az. Yetişkin ve bağımsız işler de Kanada, Güney Kore, Çin, İngiltere gibi ülkelere kaldı. (Bakınız Rick & Morty, Simpsons, South Park fakat bunlar da uluslararası ortaklıklarla gerçekleştiriliyor. Tek bir ülkeye atfetmek çok zor.)

Belli başlı çizgi film kanallarına bakalım: Disney Channel, Nickelodeon, Cartoon Network (Adult Swim), TRT Çocuk, Netflix, Amazon. Bunlar gerçekten çok değerli pazarlar. Sadece “çizgi film” değil geleceği şekillendirecek kanallar. Gelecek nesillerin eğitim açısından da önemliler. Türkiye’den ifade özgürlüğü ve kişisel hak ve özgürlüklerin güvencesi olmadan yetişkin kategorisinde bir gelişme beklemiyorum; ancak çocuk ve aile kategorisinde iyi işler yapmaya zihni bir engel yok.

Salgın dönemlerinde her şeyin nasıl kötüye gittiğini söyleyip sızlanmanın da bir faydası yok. Bir şeylerin olmamasına dair bahaneler duymaktan şahsen bıktım. O yüzden olacak projelere yoğunlaşalım.

Evet ilk etapta yapılması gereken, animasyon serilerinin üretilmesi, bunun kitlesinin oluşturulması ve yurt dışına pazarlanması. Dizi sektörü bunu başardı. Biz de yapabiliriz. Ama bunu Japon gibi, Amerikalı gibi, Kanadalı gibi, Fransız gibi değil, gerçekten Türkiyeli gibi yapmalıyız. Bu nedenle Oskar saplantısı da saçmalık. Altın Portakal‘ı Oskar kadar popüler hale getirmemiz gerekiyor. Düşünsenize Walt Disney’in veya Hayao Miyazaki’nin veya Tomm More’un Altın Portakal alma hayalleri kurmasını. Ne kadar saçma! Gerçi en büyük festivalimizde bile animasyon kategorisi hâlâ yok. (Bu kadar yokluk içinde Canlandıranlar girişimi devamlılık sağladı, onların hakkını yememek lazım.) Demek ki bizden başka kimse izlemiyor ve eksikliğini de hissetmiyor. Artık hissetmeli! Yabancı ülkelerdeki sanatçılar Türkiye’deki Altın Portakal Animasyon ödülleri için heyecanlanmalı.

Soru 5: Tamam da şimdi sen, ben, biz ne yapabiliriz?

Bir planım var. İki ayaktan oluşuyor. Eğitim ve üretim. Eğitim videoları ile araştırıp damıtıp edindiğim tecrübelerimi ve önerilerimi anlatacağım. Üretim olarak da bu videolar ile planladığım üretim hattına entegre olabilen arkadaşlar ile animasyon serisi üretimine geçeceğim (pipeline). Eğitim konularına ve senaryodaki gidişata da yapımcılar, yani fonlayanlar, yani Patreon destekçileri karar verecek.

Bu hedefler tek kişilik, part-time, hobi gibi yan iş olarak yapılacak işlerin ötesinde. Bu yüzden hem tam zamanlıya geçmek istiyorum hem de ortaklık yapmak istiyorum. Benimle aynı hedefe sahip izleyiciler ve sanatçılar ile ortaklık. Bu mali destek fonunu da bir Patreon hesabı ile başlattım. Hayallerimizi gerçekleştireceğimiz Patreon hesabımız da bu linkte.

Eğer bu değirmeni döndürmeyi başarırsak güzel yarınlar bizleri bekliyor olacak. Büyük stüdyoların dikkatini çekmek için tahtlarını sarsmamız şart. O nedenle geniş bir kitleye ulaşmak, o kitleyi doyurmak ve bütünleşmek çok önemli. Bu sitenin günde ortalama 400 ziyaretçisi oluyor, bunu başlangıç noktası olarak ele alırsak. Sesimizi yayabiliriz.

İhtiyaç Listesi

İlk etapta yeni animasyon stüdyosu projemiz için ihtiyaçlar da şu şekilde:

  1. Ses Mühendisi: Ses efektlerini ve lisansları gözeterek fon müziği, seslendirme vb. işlerle ilgilenecek bir şahıs.
  2. Animatör: After Effects, Flash veya benzeri bir konuda tecrübeli.
  3. Konsept Sanatçısı: Karakter, arka plan, storyboard gibi işleri hakkıyla yapabilecek.

Eğer bu üç ihtiyaçtan biriyseniz, hemen iletişime geçin. Eğer bunlar değil; ama kendinizi geliştirerek bu ekibin bir parçası olmak istiyorsanız veya sadece seyirci olarak uzaktan maddi destek olmak istiyorsanız Patreon hesabımıza bekliyorum.

Hiç paranız yoksa da anlarım, o durumda bile yapılacak bir iş var! Bu haberimizi planlarımızı yaymak ve projemize destek olacak arkadaşları bulmak. Bugüne kadar kendi emeğimle bir yere kadar geldim, görülen o ki bu hızla finişe varmak pek mümkün değil. Gerçekten tam zamanlı, bu işe kendini adamış insanlara ihtiyacımız var. Eğer ekibimizi bu şekilde fonlayıp projelerimizi büyük kanallara satmayı başarırsak Patreon’a da gerek kalmaz, kendi yetişmiş ekibimiz ve kitlemizle uçar gideriz. Sonra derler ki “Türkiye’den de ‘şu stüdyo’ çok iyidir, dünyaca ünlü Altın Portakalları her sene kazanıyor, tabi kendi ülkesinden çıktıkları için ödülü veriyorlar. Yok be geçen sene Miyazaki’ye verdiler. Ama o bir istisna…” Yabancılara bunları söyletmeliyiz arkadaşlar. Bu sektör hayal satma işi. Hayallerinizi budamalarına izin vermeyin.

Görüşmek üzere.

Other Articles / Diğer Yazılar
  • Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
    Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
  • Sektöre Giriş: Storyboard Artist'in İşteki İlk Günleri
    Sektöre Giriş: Storyboard Artist'in İşteki İlk Günleri
  • En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
    En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
  • UK 2020: London Liverpool Girişim Maceram
    UK 2020: London Liverpool Girişim Maceram
  • En İyi Ücretsiz VR Müzeler: Sanatçılar ve Sanatseverler için Büyük İmkan
    En İyi Ücretsiz VR Müzeler: Sanatçılar ve Sanatseverler için Büyük İmkan
  • Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
    Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim

Etiketler: ne yapmalı

Yorumlar

  1. Nisa

    2021-01-17 ile 18:34

    Kesinlikle bunu gerçekleştirmeliyiz ve sonuna kadar beraber pes etmeden yürümemiz gerek. Ben de varım ??

    Cevapla
  2. sare

    2022-06-21 ile 16:57

    abi ben de bu bölümde okuyup ülkemizdeki bu sektörü ilerletmek istiyorum. bunun için de yurt dışında okuyup oradaki bilgileri edinmek istiyorum. ama nasıl başvuracağım gibi şeyleri araştırsam da hala pek bir bilgi sahibi olamadım. Lütfen yardımcı olur musun , olursan çok sevinirim

    Cevapla
    • Ozgur Serdar

      2022-12-07 ile 05:20

      Dostum, artık yurt dışında gizli saklı bir bilgi kalmadı. Her türlü bilgiye bilgisayarınla ile erişebilirsin. Ha daha medeni bir ülkede yaşamak istiyorum dersen orada haklısın. Ancak yabancı biri için orada yaşamak kolay değil. Kabul almak için çok çaba gerekiyor.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günün En Çok Bakılanları

  • Oto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve YapılışıOto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve Yapılışı (14)
  • En İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım ProgramlarıEn İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım Programları (8)
  • IELTS Hazırlık: İngilizce Sınav TavsiyeleriIELTS Hazırlık: İngilizce Sınav Tavsiyeleri (10)
  • Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj, Akrilik, Yağlı, Sulu, Kuru, Ebru...Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj,… (3)
  • En İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon ProgramlarıEn İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon Programları (4)
  • Animasyon Çeşitleri, Etimolojisi ve FelsefesiAnimasyon Çeşitleri, Etimolojisi ve Felsefesi (6)
  • Tipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir?Tipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir? (0)
  • Türkiye'deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren Okullar Üzerine Pedagojik Bir İrdelemeTürkiye’deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (0)

Seçme Yazılar

Inktober 2016

Mürekkep Dosyası: Çinileme eğitim kaynakları ve Inktober etkinliği

Mürekkebin kendine has bir büyüsü var. Belki de en eski boyama geleneklerinden biridir mürekkep. İlkokulda mum isine su katarak ürettiğimizi hatırlıyorum. Tasarımcılar olarak tabletlerle o kadar vakit harcar olduk ki analog materyaller ile olan mistik bağımız zayıfladı. İşte belki de bu histen yola çıkarak Inktober etkinliği doğdu.

Sanat dünyasını kasıp kavuran, haram datalı y Sanat dünyasını kasıp kavuran, haram datalı yapay zekaya karşı düzenlenen #NoAI protestolarına bir destek de bizden. 

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence, Episode 2: The Protests

1. So why are artists bothered? You see a striking comparison showing how the appearance differs when artist names are typed into the AI commands.
2. This means that without drawings by human artists, AI cannot produce any stylized output.
3. There are public databases like LAION-5B. Works by popular artists like @Loisvb have been added to this database without their permission. All AIs in the market started to produce works in the style of artists by taking advantage of this data. This is copyright infringement. 
https://laion-aesthetic.datasette.io/laion-aesthetic-6pls/images 
https://twitter.com/megraeart/status/1598806459004985363
4. So what do artists want? The artists rightly want their drawings removed from this database. The number of applications that use this data, such as Midjourney and DALL-E, are increasing.
5. What will they do? The Concept Art Association, led by Karla Ortiz, is preparing for an action. @kortizart @conceptartassociation
6. Their requests are at this link: https://www.gofundme.com/f/protecting-artists-from-ai-technologies
7. I consider these demands justified. It is ethically wrong for them to feed AI with haram data and make money from it. Laws are lagging here too. I hope necessary adjustments are made.
8. Because AI has entered our lives and will not leave. AI can be a useful tool even with just your own images and public domain content. I created the images in this series with ethical AI and old photo editing techniques to try if another way is possible.
9. “ART = IDEA” -Steve Huston There has to be another way. Because art is an idea. The story is king and the stories emerge from life.

 #yapayzeka #yahşizeka #yzroman #fotoroman #fotobashing #stablediffusion #AI #aiart #humanartist #lensa #midjourney #dalle2 #stablediffusion #artistrights
Ünlü öykücü dostum Füsun Çetinel’in (@fus Ünlü öykücü dostum Füsun Çetinel’in (@fusun.yaziyor) de dediği gibi “At a timeless zone, the story should start.” O zaman haydi buyurun. Hikayemiz 2009'da başlıyor. 
Hikayede bahsi geçen makale: https://serdara.com/go-oyunu-ve-kaos-teorisi/

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence Episode 1: The Go Defeat
1. Years ago, I wrote a passionate article on artificial intelligence (Bibliothec:2009).
2. The artificial intelligence that beat humans at chess had not yet beat humans at Go. In the article, I compared the subject with the popular chaos theory of that period and tried to explain why it could not be defeated.
3. Ten years later, the AI named "Alpha GO" defeated humans in Go as well in 2016.
4. But I took my part. From now on, I would not challenge AIs anymore, I would mind my own business.
5. When I couldn't find what I was looking for in engineering and philosophy, then I chose the digital art career path.
6. A news would wake me up from my peaceful sleep in my comfort zone called “concept art” and “storyboard”. A bloody AI-generated painting would return with an award from a competition in a fair.
7. Prompts are text commands for AI. Below are the pictures received from AI in response to these commands. Until last year, AI who made pictures like children with these commands…
8. By what time had he developed enough to win a competition in a few months? Beautifully drawn by a toast machine.
9. Will they take our jobs?

We will see.

 #ai #aiart #stablediffusion #photobashing #fotomanupulation #fotoroman #yapayzeka #photoshop #yzroman #yahşizeka #go
Tam olarak yapay da değil vahşi de değil olsa o Tam olarak yapay da değil vahşi de değil olsa olsa yahşi olan bu zekalar hakkında benim de diyeceklerim var. Bir kaç bölümde anlatmayı planlıyorum. Evet tüm görseller yapay zeka, fotoşop, Wacom ve sanatçı işbirliği ile üretildi.

English translation of the pages for my international friends:
Title: Bewitching Intelligence Episode 0
1. Hello, this isn't me, this is my AI-trained Surrogate (2009). (Cool SciFi Movie: https://www.imdb.com/title/tt0986263/)
2. A great revolution has taken place in the art world.
3. There is total chaos and uncertainty right now.
4. But art history has witnessed many such turning points. *discovery of perspective 15th century.
5. With the invention of the camera, portrait painters were negatively affected. *the first photograph, 1826
6. Digital drawing tablets had forced artists in the industry to break away from paper.
7. And the internet… With an endless number of visual references, artists are now able to educate themselves without going through costly jobs such as visiting museums, working with live models, going to distant schools. Because they had an endless mine of knowledge in front of them.
8. There was another one feeding on this mine of knowledge while we slept. Artificial Intelligence! (AI) It climbed from the bottom of the mass data mines and came to the surface.
9. Now, here in these few series, I want to talk about them with you… To be continued…

 #AI #aiart #comics #çizgiroman #fotoroman #yapayzeka #YZroman #yahşizeka #stablediffusion #photoshop #wacom
Bu haftasonu hiç olmayan bir sokakta hiç olmayan Bu haftasonu hiç olmayan bir sokakta hiç olmayan bir ceket ve şapka ile bilinmezliğe yürüdüm. #stablediffusion
Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Fenn and his outstanding article “Electrospray Wings for Molecular Elephants” / Atomik Tontik Nerd Fil Konsepti for Doctor of Plasma @akil_kadin ❤️ #characterdesign #nobelprize #chemistry #plasma #electron #elephant
Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmı Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmış halidir. Storyboard, TRT tabiriyle resimli senaryo, benim tabirimle hikaye panosu, senaryo ile animasyon arasındaki bağlatıyı sağlar. Bu aşamada sanatçı, kamera açıları, araç gereç devamlılığı, karakter pozları ve sahne kompozisyonu gibi detayları belirler.  Animatikte sesler eklenir ve sahnenin süresi belirlenir. Artık animasyon aşamasına geçebilirsiniz. 
@isfstudios 
@rafadantayfa
#animation
#storyboard
#animatic
I am digging the ancient roots of Turkish #animati I am digging the ancient roots of Turkish #animation. Visually much better than my expectations. #karagoz #hacivat #hacivatkaragöz
It seems that last year was full of tea love ❤️☕️ My #art vs #artist banner by @artstationhq #artvsartist2021
2007’den beri PC önünden kalkmamışım sanki. 2007’den beri PC önünden kalkmamışım sanki. Not: Daha eskisini bulamadım. 😅#20yaschallenge / Year 2007 me.
Load More... Follow on Instagram

Ozgur Serdar Altunoglu © 2023

  • Türkçe