Benim gibi sistem, iş, yaş ve benzeri imkansızlıklar tarafından üniversite dışına itilmiş kişiler için okullar tarafından düzenlenen halka açık seminerler çok değerli. Faraday gibi bilimciler böyle seminerlerde yetişti. TEDxTunalı‘da olduğu gibi halka açık ve ücretsiz “ODTÜ Dönem Arası Seminerleri”nden haberdar olunca hemen kayıt oldum.
Peki, bu etkinlikler neden önemli?
Bu soruyu sorulmamış kabul ediyorum. Ama sormak en doğal hak o yüzden cevaplayalım.
Düşünün, ununu elemiş kitabını yazmış öğrencileri tarafından saygınlığını kazanmış bir profesör dönem dersleri ve sınavlar bittikten sonra yazlığına gidip dünyayı boş verip tatilini yapabilir. Fakat yapmıyor. Her renkten izleyicinin bulunduğu bir salonda herkesin anlayabileceği dilde uzman olduğu konuda bilgilerini aktarıyor. Sizi bilmem ama ben böyle bir sosyolojik mucizeye tanık olduğumda büyüleniyorum. Beni burada en çok etkileyen cömertlik (bilgi cömertliği) ve zarafet (ince düşünce) sanırım. Ve bu coşkumu herkesle paylaşmak istiyorum, aynı coşkuyu hissetmeyen insanları pataklayıp ötekileştiresim geliyor (ama bu aramızda kalsın).
Hazine üzerinde uyuduğundan habersiz şaşkın çobanlar gibi yaşamak isteyenler varsa onların kendi bileceği iş. Fakat onlar da hayattan ve insanlardan şikayet etmesin. Aradığın kaliteli insanları bu gibi etkinliklerde görebilirsin hepsi değil ama rastlama olasılığın çok daha fazla. İşin içine ne kadar para girerse o kadar bulanıyor ortam. Bu seminerlerde de para (sertifika) olayı gibi sevmediğim şeyler vardı ama görmezden gelmek zor olmadı. Güneş balçıkla sıvanmaz. ODTÜ’nün yaptığı bu hayır işini baba oğluna yapmaz. Mesela babalar genelde evrenin oluşumunu kendi anlayışına göre anlatır, gidip de bir astrofizik profesörünü çağırmaz, Kosmos belgeselini açsa bile kabulüm. (Kosmos da çok güzel bir belgesel bence halka açık gösterilmeli.)
Eğer Ankara’da yaşıyorsanız ve bilimle bilmek istiyorsanız ODTÜ DAS etkinliği tam bize göre. Umarım bu bilgi güncelleme etkinliklerin önemini hissetirebilmişimdir. Şimdi bu bilim olayının detaylarına girelim.
1. Sürekli Eğitim Merkezi (SEM) Nedir?
Sürekli Eğitim Merkezleri (ODTÜ SEM: http://www.sem.metu.edu.tr) kendine güvenen tüm üniversitelerin yapması gereken, bulunduğu çevrenin bilgi ve kültürüne katkı yapan bir kurumdur. Şehre açılan bir üniversite sadece kayıt olduğu öğrencilerine değil şehrin geri kalanına da faydası olmalı. Üniversiteler toplumdan izole manastırlar değildir, bilginin üretildiği ve paylaşıldığı yerlerdir. ODTÜ bu düşünceye tamamen uyan bir etkinliğe imza atıyor. ODTÜ’yü bilhassa övüyorum ki kendine “üniversite” diyen öğrencisine bile faydası olmayan apartmanlar utansın ve kendilerine çeki düzen versin, diyorum.
2. Dönem Arası Seminer (DAS) Nedir?
Dönem arasında memur kafalı okular kış uykusuna dalarken ODTÜ uyumayıp “hocam şu aralıkta bize bu konuları anlayacağımız dilden anlatır mısın?” demesi üzerine başlamış. Sitelerinde ise şöyle yazıyor: ODTÜ DAS ilk defa 2013 başında 4 paralel salonda 48 oturumda gerçekleşti. ODTÜ DAS farklı alanlardan katılımcıların bilgilerini güncellemelerini ve disiplinlerarası ilişkilerini artırmalarını ve çok yönlü gelişmelerine katkı vermeyi amaçlıyor. ODTÜ DAS’ın 2013’te gördüğü ilgiden cesaret alarak, seminerlerin, 2014’te ve 2015’te gerçekleştirmeyi başardı. Katılım yine ücretsiz ve anket dolduranların arasında yapılacak çekilişle kitaplar ve ücretsiz eğitim hediyeleri verilecekmiş. Evet, sitede böyle yazıyor. Hediye ve sertifika olayını geç bana anlatılacak konuları ver, dedim içimden. (2015 Etkinlik linki) Sertifikalara karşıyım bu güne kadar bana sertifika soran kimseye rastlamadım, diploma bile sormadılar, belki özel sektörde olduğum içindir.
3. ODTÜ DAS 2015
3.1. Kayıt ve Giriş
Kayıt internet üzerinden ve ücretsiz. Eventbrite uygulaması ile bilet alınıyor, ister kağıda bastırıyorsunuz ister akıllı telefonunuza indirdiğiniz Eventbrite uygulamasının her oturum için ayrı hazırladığı barkod bileti kullanıyorsunuz. Ben barkod bileti kullandım. Düşünüyordum ki girişte barkod okuyucular olacak ve bizi içeri öyle alacaklar. Öyle olmadı daha büyük bir sürpriz oldu, “kimlik” diyen sayborg gözlü güvenlik görevlilerine kağıt çıktı yerine telefondaki barkodu gösterdiğimde gözleriyle tarayıp “DAS mı?” dedi. “Evet” dedim. (Gözleriyle barkodu okudu valla.) Sonra yol sormayı kendime yediremediğim ve tabelalarla yolu bulabilirim diye düşündüğüm için kayboldum, ama iyi oldu gezmiş oldum, yeni kar yağmıştı güzeldi yani.
3.2. Seminer Programı
Bu listede işaretlediklerime gittim. Kısa kısa onları anlatacağım.
3.3. Katıldığım Oturumlar
12 Şubat 2015
Evren, Dünya, Yaşam ve Zaman (1. Oturum): Prof. Dr. Namık Kemal Pak hocadan evrenin başlangıcından sonuna doğru olan kozmik olayları gözden geçirdik. Bilimin biraz da köken araştırması olduğunu söyledi. Astro/Parçacık fizikçiler Evrenin Kökeni, Jeologlar: Dünyanın Kökeni, Biyologlar: Yaşamın Kökeni, Paleo-antropologlar: İnsanın Kökeni
Kriptografi ve Siber Güvenlik: İnterneti çalkalayan PRISM olayı, global hekırlık faaliyetleri hakkındaki son dedikoduları öğrendik.
Okuyanla Okumayan Bir mi? Bilişsel Bilimler Gözüyle Görme, Okuma ve Zihinsel Süreçler: Aklımda kalan hızlık okuma testleri oldu. Gözün hareketi vs. Özetle bu hızlı okuma falan hep yalan, çünkü okumak anlamak değil.
DDOS Atakları: Bu aslında Teknokent’teki bir yazılım firmasının güvenlik cihazının tanıtımı gibi bir şey oldu. Hoş görüyoruz.
13 Şubat 2015
Yeni Teknolojiler, Yeni Öğrenme Ekolojileri: Bu günün okullarında okumasaydık, bu günün okullarının yaratır mıydık? Online Eğitim Siteleri araştırmamda bahsettiğim ortamlardan Udemy’in Türkiye yapımı olduğunu öğrendim. Aklımda kalan en önemli not Twitter’ı #egtkonus etiketi altında her Çarşamba 21:00’da eğitim konulu bir tartışma ortamına çevirdikleri oldu. Çağdaş eğitim bilimleri ile ilgileniyorsanız Evrim Baran hocayı takip edin derim.
Evren, Dünya, Yaşam ve Zaman (2. Oturum): En keyifli ve kapalı salon oynayan oturumun ikinci perdesi. (Bu konuşmaya da biletsiz gittim. Meğer bilet almak zorunlu değilmiş, yer ayırtıp da gelmeyen terbiyesizlerin bıraktığı yerlerde keyifle sunumu izledim.) 70 kg insanda ortalama 7 x 10^23 adet atom varmış. Hepimiz aynı protonun çocuklarıyız o zaman bu düşmanlık niye.
Nötrino Fiziği, Nötrino nedir? Nasıl etkileşir?: Nötrino’nun etimolojik anlamı, nötronun küçük eniştesi demektir. Bu oturumu yine Nötrino gibi sessiz sakin bir hocamız anlattı. Sonra araştırdım ki CERN’de Türkiye’yi temsil eden ender akademisyenlerden biriymiş. Prof. Ali Murat Güler 2010’da OPERA detektörü ile bir nötrinonun diğer bir nötrinoya (tau) dönüştüğünü direkt gözlemleyen ilk ekipteymiş. Yürü be:D
14 Şubat 2015
Termodinamik ve İnsan İradesi: Termodinamiğin 1. yasası Enerjinin Korunumu, 2. yasası Entropinin korunumu. Sonra bunlar böyle bir sürü şeyler demek oluyor. Zaman yetmedi.
Zihinde Anlam Bilişimle Oluşabilir mi?: Yapay zeka mümkün mü sorusunun cevabını arıyordu hocamız. Bence mümkün. Bilişsel bilimci olasım geldi o derece hoşuma gitti bu konu. Zihin Felsefesi bilgimi de güncelleyip daha da süslemiş oldum. Sonra eve gittim. Ya düşünsenize okulun önünden metro geçiyor ya ve buna bile üşenip gelmeyenler oluyor.
Sonuç: Evet çok şey öğrendim ve hâlâ fakirim.
3.4. Organizasyon
Fakir ama gururlu öğrenciler için oturum arasındaki 15 dakikalık molalarda ikramları (çay, kurabiye) görünce başta durumu kavrayamadım. Çünkü zaten koskoca profesör gelip bana ders anlatıyor üstüne de çay kurabiye mi ikram edecek? Yok daha neler. Sonra ODTÜ’lü arkadaşlardan ikram olduğunu öğrenince kuyruğa iliştim. Açlığımı bastırdı, teşekkürler organizasyon takımı. Bir de girişlere tabela koysanız asosyal arkadaşlar da yol sormadan salonları bulabilse iyi olurdu.
4. Sonsöz
Hazinen üstünde uyuyup da bundan habersiz çoban gibiyiz. Kim bilir çevrede daha neler var: TEDx, ODTÜ DAS, halka açık sergiler… Bunlar, öğrenmeye susamış aç beyinler için önemli etkinlikler. Gidebildiklerinize gidin, bi zahmet tatil izinlerinizden yiyin, (ya da kimseler gelmesin salona sığamıyoruz) derim.
Görüşürüz…
Bir cevap yazın