Ozgur Serdar Altunoglu

Animasyon ve Konsept Sanatı

  • CV
    • CV (Türkçe)
    • Konsept Sanatı Antolojim
    • Yazılar
    • Linktree
    • Hakkımda
  • BLOG
  • İLETİŞ
  • Türkçe
Dostoevsky: Balta

Sinema Edebiyat Evliliği Hikâyesidir

Tarih: 2012-02-09
Kategori: Hikâye, Sinematografi

Eskiden sinema mı vardı? Yazı vardı, yazı. Tabi ondan önce söz, ondan önce işaret, ondan önce de bakış… Ama bu Sanat’ın âsi kızı Edebiyat’ın hikayesidir.

İnsanlar bir gün “Biz okurken çok sıkılıyoruz, bunları tembel kulaklarımız için seslendirin, çapkın gözlerimiz için canlandırın; sözlü işaretli bakışlı kültürümüze hitap etsin.” dedi ve Tiyatro doğdu. Tiyatroda efsaneler canlandı, Trajedi doğdu. Seyirciler üç üstü çocuk yapıp çoğaldıkça amfileri yetişemez oldu. Bu arada sanatın asi çocuğu Edebiyat altın çağını yaşıyordu. Hiç bir kardeşi saygıda kusur etmiyordu. Ta ki tiyatrodan biri “Hadi bunları filme çekelim sarıp sarıp baştan izleyelim” diyene dek. Ve böylece yedinci çocuk, Sinema doğdu. Doğar doğmaz Edebiyat’a âşık oldu, Edebiyat bu genç ve çıtır kısmeti kaçırır mı? Vakit kaybetmeden evlendiler.

Uzun bir süre Sinema, diğer sanatlar gibi Edebiyat’ın sofrasından beslendi: romanlar filmlere; öyküler kısa filmlere; şiirler kliplere dönüştü. Ve bir gün Sinema, aldattığı karısı Edebiyat’a, “Ben artık çıtır Senaryo’yu seviyorum ayrılıyorum senden!” dedi ve gitti. Artık Sinema, Edebiyat’ın yüzüne bakmıyor, Senaryo ile kırıştırıyor, bundan türeyen çocuklar salonları dolduruyordu. Derken kopyacı korsanlar, piyasayı istila etti, salonları basıp seyircileri kovaladı. Korkudan herkes evine kapandı, televizyonla korsan filmlerle uyuşturdular kendilerini.

Sinema krizdeydi. Artık ne yapsa anında internete düşüyor ve herkesçe paylaşılıyordu, bu yüzden Sinema’nın sigortası attı ve Senaryo’yla arası açıldı. İntikam soğuk yenen bir yemekti. Bunu fırsat bilen Edebiyat yeraltından çıkıp, şımarık Senaryo’yu ziyarete gitti. Burnu büyük Senaryo, bunlara hiç yüz vermediği gibi stüdyodan kovdu. Bunu hazmedemeyen kıskanç ama gururlu Edebiyat, Raskolnikof`un (bkz: Suç ve Ceza) baltasını alarak senaryonun beynini akıttı; çünkü edebiyat aynı zamanda kıskançtı.

Bu aşk cinayetinden sonra Edebiyat vicdan azabı çekmedi, üstüne üstlük merhumun özel efektleriyle kendine senaryo süsü verdi. Popüler kültürden kör olmuş Sinema eve döndüğünde yerdeki kanları film dekoru zannetti, Senaryo kılıklı Edebiyattaki değişikliği ise hiç fark etmedi ve sonuç olarak Sinema Edebiyat evliliği bir şekilde devam etti.

Other Articles / Diğer Yazılar
  • ozarts-2021
    Konsept Sanatı Antolojim
  • Yapay Zeka
    Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
  • ai-art-tools-comparison
    YZ Sanat Araçları Karşılaştırması ve Çözüm Arayışları

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • LinkedIn
  • Behance
  • serdicim
  • YouTube

Günün En Çok Bakılanları

  • stereogram serdaraOto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve Yapılışı (4)
  • Arjantin Eller MağarasıRenk Teorisi: RGB – CMYK ile Geleneksel… (2)
  • Boya BilgisiBoya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj,… (0)
  • Türkiye Üniversiteleri HaritasıTürkiye Üniversiteleri Haritası 2016 –… (0)
  • Typeface tableTipografiye Giriş: Tipografi Font Typeface Nedir? (0)
  • Pinterest TutorialDijital Çizim Hocanız Pinterest Olsun (0)
  • 3D Kampüs TasarımEn İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım Programları (0)
  • Amentü Gemisi AnimasyonTürkiye Animasyon Tarihinden Kısa Kısa Notlar (0)

Seçme Yazılar

Atina okulu felsefe

Felsefeye Giremeyiş – FEL666

Vay anasını 4. sınıf olduk. Bayram münasebetiyle soracaklar yine “hmm bu sene bitiyor yani”, “yok 4. sınıfım ama bitmiyor, bu sevda öyle kolay biter mi?” (gülüşmeler), öğrenci olmanın dayanılmaz hafifliği:P Neyse konu bu değil. Konu, her şeye baştan başlamaya karar vermiş olmak: Bu dönem hoca, Marx 1844 El yazamalarını vermiş okuyun diye, okuyorum, her satırda Foyerbah (Feuerbach)’tan bahsediyor. Yani önce Foyer’i okusam diyorum, Marx’ı yarım bırakıyorum; tabi önce Hegel’i anlamak lazım; ama onun öncesi Kant (ki onu Delüuzz (Delluze) sayesinde pek severim, anlayabildiğim için) okunmalı; ama bu adamlar pek okunmak istenen adamlar değiller sanki. Okunmak isteseler Marx gibi Kapital’in mangasını çıkartırlardı, böyle bol resimli, üstüne de diziyi çektin mi yaprak dökümü misali oh, al sana yaşam felsefesi…

Ozgur Serdar Altunoglu © 2025

  • Türkçe