Ozgur Serdar Altunoglu

Animasyon ve Konsept Sanatı

  • CV
    • CV (Türkçe)
    • Yazılar
    • Hizmetler
    • Linktree
    • Hakkımda
  • ART
  • BLOG
  • İLETİŞ
  • Türkçe
Eşya Hukuku (Mini Öykü)

Eşya Hukuku: Sandalye – Yazı Atölyesi 3

Tarih: 2013-04-24
Kategori: Hikâye

Benim gibi yazı konusunda içdisiplin sağlayamayan kişiler için edebiyat atölyeleri biçilmiş kaftan. Bu haftaki atölye görevimiz  fotoğraftan yola çıkarak hikaye uydurmaktı. Uydurduk. Çok da eğlendik. Sağ olsun hocamız öykülerimizi Yazı Çizi’de yayınladı (to brodcast, to publish değil). Dolayısıyla fotoğrafı çeken sanatçının yorumunu da aldık. Sanırım internet yazarlığı bu yöne kayıyor. Yazı, görseller, bağlantılar, animasyonlar ve yorumlarla daha etkileşimli hâle geliyor. Eskiler rahatsız olabilir; ancak zaman ileri doğru işler. Uzatmayalım, Eşya Hukuku tek sayfalık tek fotoğraflık kısa bir öykü. Sanırım tarz yaptım kendime insan olmayanları konuşturmak kolayıma geldi…

Eşya Hukuku

Kendimi bildim bileli sandalyeyim. Kendimi bilmeye ne zaman başladım, o ayrı konu. Kolay değil. Şişmanlardan, tahta popolulardan, yağmurdan, pastan bıktım. Eskiden bir minderim vardı, bir de itibarım. Masa başı sandalyesiydim. Babamız bildiğimiz yaşlı cevizin çevresinde altı kardeştik. O aileye yıllarca hizmet ettik.

Kasabada yaşadığımız için pek rakibimiz yoktu. Evin kızı, her hafta bizi sabunlu bezlerle siler, annesi Ayşe Hanım da diktiği minderleri yıkayıp özenle bağlardı. Ne olduysa o lükens ayaklı lüks mobilyaların evimize girmesiyle oldu. Resmen ıskartaya çıkarılmıştık. Önce mutfağa, sonra arka odalara dağıtıldık. İftar sofralarındaki o sohbetlere, sofra altı sürtüşmelere uzak kaldık.

Her şey daha da kötüye gidiyordu. Ceviz baba hurdacıya verildi. Balkondaki kardeşimin sırtı kırıldı, tabure oldu. Yağmurlu bir günde bahçede unutulan kardeşim erken paslandı. Bir başkası kilerde çürümeye bırakıldı. Teker teker dökülüyorduk. Sonunda beni ve kalan iki kardeşimi eve yakışmadığımız gerekçesiyle bir kahvehaneye verdiler. Bize “alüminyum gövdeli galvaniz kardeşler” derlerdi. Şimdi ise yaşlı sandalyelerin son demlerini yaşadığı, üzerimizden kimin geçtiği belli olmayan bu toplama kampında sıradan eşyalarız.

Minderimi özledim. “Bana minderini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” derdim. Ne safmışım. Minderden sonra da yaşam varmış. Zaten buradaki tek minder, patron Hüseyin’in sandalyesindeki o yırtık ve kirli şey. İnsanlar ya çok cimriler ya da kıymet bilmiyorlar. Eşyanın başına ne geldiği umurlarında değil. Akıllarına yeni bir eşya düştü mü eskisinde kusur aramaya başlıyorlar. Bu eşya hukukuna aykırı, onarılmak hepimizin hakkı. Genç olduğumu iddia etmiyorum. Sağ arka bacağım biraz pas tutmuş olabilir; ama bir zımpara, bir de boya ile pırıl pırıl olurum. Ayrıca mukavemetimden hiçbir şey kaybetmedim. Sapasağlamım.

Yine yabancı popolar arasında kaybolduğum günlerin birinde, tanıdık birine rastladım. Bu, eski sahibim Osman Ağa’ydı. O vefasız götü nerede görsem tanırım. Arkadaşı da masanın diğer tarafındaki kardeşime oturdu. Kahve söylediler ve konuşmaya başladılar.

Arkadaşı sordu “Ee Osman Aga, keyfin yerinde bakıyorum, rahatı bulunca göt göbek almış başını yürümüş, evi tamamen yeniledin, arabayı son model yaptın, sırada ne var?” “He ya, bu miras iyi geldi. Her şeyi yeniledim, yenilemediğim bir hatun kaldı.” demesin mi! Ayşe Hanım’ı çok severdim. Bana gösterdiği özeni nasıl unutabilirim ki? Bu üzüntüye ve gerilime sağ arka bacağım daha fazla dayanamadı ve paslandığı yerden kırıldı. Devrildik. Osman Ağa, tozlanan koca götü ve üzerine dökülen kahvesiyle yerde kıvranıyordu. Beter olsun.

Kahvehane ahalisi hemen yardıma koştu. Terbiyesiz Osman ise “Bak şu şeytanın işine… Hay senin bacağına… Deyyus icadı çürük şey!” diye küfrediyordu. Belli ki beni hatırlamamıştı. Hiç üzerime alınmadım. Terbiyesiz Osman da belini ovuşturup söylenerek kös kös evin yolunu tuttu.

Ertesi gün korktuğum gibi olmadı, patronun cimriliği tuttu ve bir kaynakçı getirtip bacağımı onardılar. Şimdi eskisinden daha sağlam ve oturaklıyım. Vefasız Osman, kahveye bir daha hiç uğramadı. Söylentilere göre, Ayşe Hanım çocuklarla evi terk etmiş. Osman da kalan parayı karısına nafaka vererek tüketiyormuş, hayırlısı.

Ayşe Hanım beni geri alır mı bilmiyorum; ama umut sandalyenin çivisidir, bunu unutmayın.

Fotoğraf: Aslı Levent Janat "Eşya Hukuku: Sandalye"

Fotoğraf için Aslı Levent Janat’a teşekkürler…

Other Articles / Diğer Yazılar
  • Robotik Sandalye (2006) ve Düşündürdükleri
    Robotik Sandalye (2006) ve Düşündürdükleri
  • Animasyon Felsefesi: Canlandırma Belitleri v1.0
    Animasyon Felsefesi: Canlandırma Belitleri v1.0
  • En İyi VR Sanal Gerçeklik Çizim, Tasarım, Modelleme ve Animasyon Uygulamaları - 2019
    En İyi VR Sanal Gerçeklik Çizim, Tasarım, Modelleme ve Animasyon Uygulamaları - 2019
  • Hacettepe Grafik Yüksek Lisans Bitti: I am the Master of Art
    Hacettepe Grafik Yüksek Lisans Bitti: I am the Master of Art
  • Albert Einstein'dan İngilizce Konuşma ve Komplekslerimizi Yenme Dersleri
    Albert Einstein'dan İngilizce Konuşma ve Komplekslerimizi Yenme Dersleri
  • En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
    En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020

Etiketler: edebiyat atölyesi

Yorumlar

  1. aslı

    2013-05-21 ile 13:06

    Geçen yaz Milas’ın eski, buram buram kasaba kokan sokaklarında, dostlarla beraber keyifle köftemizi beklerken çekmiştim bu fotoğrafı. Böyle güzel bir öykü içerdiğini hiç fark etmeden üstelik. Bu fotoğrafa derin bir gözle bakabilen, orada bu güzellikleri görebilen, güzellikleri yazıya dökebilen üretken zihni ve onun yönlendirdiği kalem tutan eli tekrar tekrar tebrik ediyorum. Yazınız bol, bereketli olsun…

    Cevapla
    • Serdar A

      2013-05-21 ile 13:50

      Siz de öyle bir fotoğraf çekmişsiniz ki başka bir diyardan, başka bir boyuttan pencere sanki. Belki bu yüzden bu kadar arkadaşımıza ilham kaynağı oldu. Asıl ben fotoğrafınız için tebrik ve olumlu yorumunuz için teşekkür ederim.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günün En Çok Bakılanları

  • En İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım ProgramlarıEn İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım Programları (4)
  • Dünyanın En İyi Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren OkullarıDünyanın En İyi Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (0)
  • Türkiye'deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren Okullar Üzerine Pedagojik Bir İrdelemeTürkiye’deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (0)
  • En İyi Video Paylaşım Siteleri: İnternete Yüklemek ve Sitenize GömmekEn İyi Video Paylaşım Siteleri: İnternete Yüklemek… (1)
  • Oto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve YapılışıOto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve Yapılışı (2)
  • IELTS Hazırlık: İngilizce Sınav TavsiyeleriIELTS Hazırlık: İngilizce Sınav Tavsiyeleri (2)
  • Animasyon Çeşitleri, Etimolojisi ve FelsefesiAnimasyon Çeşitleri, Etimolojisi ve Felsefesi (1)
  • Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj, Akrilik, Yağlı, Sulu, Kuru, Ebru...Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj,… (2)

Seçme Yazılar

Ankara Kaldırımları

Doktor, Ankara ve Kaldırımlar…

Edebiyat atölyemizdeki 7. çalışmamız oldukça zordu. Önceden belirlenmiş cümlelerden biriyle “Kaldırıma ayağı takıldı düştü.” başlayıp devamında da diğerlerini kullanıp tek sayfalık hikaye oluşturmamız gerekiyordu. Alacağın olsun Gaye Hoca. Neyse yine de ortaya anlaşılır metaforik bir çalışma çıktı. Bana ilham kaynağı olan Ankara kaldırımlarına ve doktorlarımıza sevgilerimi sunarım. Haydi bakalım.

Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Dedicated to Nobel Chemistry 2002 winner, John B. Fenn and his outstanding article “Electrospray Wings for Molecular Elephants” / Atomik Tontik Nerd Fil Konsepti for Doctor of Plasma @akil_kadin ❤️ #characterdesign #nobelprize #chemistry #plasma #electron #elephant
Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmı Animatik kısaca storyboard’ın canlandırılmış halidir. Storyboard, TRT tabiriyle resimli senaryo, benim tabirimle hikaye panosu, senaryo ile animasyon arasındaki bağlatıyı sağlar. Bu aşamada sanatçı, kamera açıları, araç gereç devamlılığı, karakter pozları ve sahne kompozisyonu gibi detayları belirler.  Animatikte sesler eklenir ve sahnenin süresi belirlenir. Artık animasyon aşamasına geçebilirsiniz. 
@isfstudios 
@rafadantayfa
#animation
#storyboard
#animatic
I am digging the ancient roots of Turkish #animati I am digging the ancient roots of Turkish #animation. Visually much better than my expectations. #karagoz #hacivat #hacivatkaragöz
It seems that last year was full of tea love ❤️☕️ My #art vs #artist banner by @artstationhq #artvsartist2021
2007’den beri PC önünden kalkmamışım sanki. 2007’den beri PC önünden kalkmamışım sanki. Not: Daha eskisini bulamadım. 😅#20yaschallenge / Year 2007 me.
Possum Play: This time I will discuss about firms Possum Play: This time I will discuss about firms which does not reply to applications. Tool: #StoryboardPro, Music: Scott Joplin - The Entertainer / Sözüm meclisten dışarı. İş bulsam da işsiz geçen (personal project) zamanlarımı unutmadım. Bu sefer, özellikle Türkiyedeki firmalarda gördüğüm “başvurunuz elimize ulaştı teşekkürler bile diyememe” hastalığına dikkat çekmek istedim. İşsizler fazla olunca değerleri de azalıyor. Oysa ki göz ardı edilmemesi gereken büyük bir ordu var dışarda. Paranın değer kaybetmesinden daha kötüsü bu yetenekli insanların zaman kaybetmesidir. Ey firmalar, işe almayacaklarınıza da olumlu veya olumsuz dönüş yapın. Merak ediyoruz mailimizi aldınız mı o pozisyon hala açık mı başka arayışlara geçelim mi? Di mi? #animation #unemployment #possumplay #playingpossum #işsizlik #animasyon #ölütaklidi
Ikınography: 2 days animation challenge. İki gü Ikınography: 2 days animation challenge. İki günlük (haftasonu) animasyon denemesi yaptım. Tool: Storyboard Pro olarak kısıtladım. Yoksa bitmezdi. Müzik malum: Capone - Oh No. Konu ise bendeki değil ekonomideki soyut dışa döküm... neyse açıklamayayım onu da. #storyboard #animation #ohno #economy
Cumartesi’ye olumlu başlamak istemişimdir. 😇🥲 #çayhan #goodvibes
I am not a #morning #teapot. #cartoon I am not a #morning #teapot. #cartoon
Load More... Follow on Instagram

Ozgur Serdar Altunoglu © 2022

  • Türkçe