Ozgur Serdar Altunoglu

Animasyon ve Konsept Sanatı

  • CV
    • CV (Türkçe)
    • Yazılar
    • Hizmetler
    • Linktree
    • Hakkımda
  • ART
  • BLOG
  • İLETİŞ
  • Türkçe
Tokyo Ghoul

Bir Animenin Kurgusal Anatomisi: Tokyo Ghoul İncelemesi

Tarih: 2016-03-06
Kategori: Animasyon Günlüğü, Çizgi Roman, Sinematografi

Animasyon dünyasının önemli bir ayağını “anime”ler (Japon animasyonları) oluşturur. Kült animelerden başlamak isterdim ama incelemeyi bu sefer yeni dönem serilerinden biriyle yapalım. Mesela Tokyo Ghoul (Tokyo Gûl) Neden? Çünkü animelerde olması gereken bir çok temel öğeyi barındırıyor. (Bu arada Tokyo Ghoul’u önerip izlememi sağlayan güzel insana da teşekkürlerimi sunarım.) Genelde beğenme eşiğim düşüktür, çok emek harcanan eserlere kıyamayıp hep yüksek puan veririm ki zaten animasyonlar büyük emeklerle yapılır. Konumuza dönelim Tokyo Ghoul’u güzel yapan ögeler nelerdir?

Animeler ve onların kalitesi üzerine uzun zamandır düşünüyorum. Bu eserleri benim gözümde özel yapan şey nedir? Öncelikle bir anime serisi izliyorsanız yüksek ihtimalle izlediğiniz animenin bir “manga”sı (Japon çizgi romanı) yapılmıştır. Bir manganın Japonya’da tutunması için büyük ve çileli bir süreçten geçer. Mangaka’lar (çizgi romancılar) eserlerini haftalık dergilere tefrikalar halinde gönderir. Bunu en popüleri Shonen Jump‘tır. 1968’ten beri bu dergi sürekli çıkmakta ve manga-anime sektörünün temel taşı olmaktadır. Burada anketler sonucunda belirli bir başarıyı elde eden seriler daha sonra kendi ciltli eserlerini çıkartırlar. Eğer cilt olarak da başarı elde ederlerse artık animasyon zamanı gelmiş demektir. Manga olmadan anime olan çok az eser vardır fakat onların arkasında da Miyazaki’nin Ghibli‘si (okunuşu: ciburi) gibi dev bir stüdyo varsa mümkündür.

Anlayacağınız anime’ler rafine eserlerdir, sektörün endüstrileşmesinden dolayı yoğun bir eleme sürecinden geçerler. Temelleri manga’dır. Japon çizgi roman okuyucuları Türkiye’deki gibi sadece mizah ve küçük bir kitle değil tüm yaş aralıklarına hitap eden geniş bir izleyici kitlesine sahiptir. Bu durum “bizde neden olmuyor” sorusunu da cevabıdır aslında. 1950’lerde Teksas Tommiks ile başlayan “çizgi roman çocuklara zararlı” söylentisi hayal gücümüzün ölü doğmasına sebep olmuştur. 7’den 70’e çizgi roman okuyan Japon insanlarında bu zararlı etkileri görebiliriz. Biz de ülkece okumadık, okutmadık hayal edebilen her şeyden korktuk aferin bize.

Tokyo Ghoul’a geri dönersek. Şimdilik iki sezonunu izledim ve çok keyif aldım. Bana bu kadar keyif verme sebeplerini da aşağıda listeliyorum. Belki ileride çizgi roman veya animasyon serisi yapacak arkadaşlara da fikir verir. (Animasyon tekniği zaten olması gerektiği gibi yazılım anlamında bilgilenmek istiyorsanız bu yazıyı tavsiye ederim. Aşağıda ise kurgusal açıdan incelemelerde bulunacağım.) Sonuç olarak yine kıskanarak takip ettiğim bir çalışma ile karşı karşıyayım. (Korkmayın spoiler yok.)

Tokyo Ghoul’un Konusu

Tokyo Ghoul, aynı “Akira” gibi paralel bir Tokyo’da geçiyor. Bu evrende insanlar ve ghoul’lar diye iki tür var. Türkçeye hortlak veya gulyabani diye çevirmişler ben “Ghoul” demeyi tercih ediyorum çünkü ghoul’lar insan eti ile beslenen ama zombi gibi beyinsiz olmayan güçlü bir tür. Bu açıdan vampirlere benziyorlar ama kan içmekle yetinmiyor insan yemeleri de gerekiyor. Özel güçleri de var fakat bunlara karşı insanları ve şehri savunan detektif örgütü de var.

tokyo ghoul karakterleri

1. Karakter Çeşitliliği

Tabii Disney’in Tomorrowland adı altında resmen çaldığı ve heder ettiği “Steins Gate” kadar olmasa da Tokyo Ghoul’da taban tabana zıt karakterlerin belirli zorunluluklardan dolayı ortak çalıştıklarını görüyoruz. Tutturu…

2. Aşırı Çalışkanlık

Anime’lerde bariz bir subliminal mesaj varsa o da kesinlikle “çalışkanlık”tır. Batı animasyon kafasında hep seksli mesajlar daha algıda seçici olurken, “çalışırsan olur” mesajını bu seride de görüyoruz. Genelde fantastik olaylar da bu aşırı çalışmanın zirve noktasında gerçekleşmektedir. Death Note‘un yapımcılarından çıkan “Bakuman” serisi çalışkanlık odaklı bir seridir. Mangaka olmak isteyen iki idealist gencin hikayesini yine Japon derinliğinde tanık oluruz. Hikaye oldukça da keyiflidir. Hayal edemiyorum Türkiye’de mizah+müstehcenlik olmadan subliminial mesajlarından biri “çok çalışmak ve başarmak” üzerine bir animasyon çıksın. Başta şark kurnazlığı kafası ile ters, aşılması gereken çok engel var ve bunlar sektörel değil sosyolojik engeller. Türkiye’de üretilen, gençlere etik mesajlar veren bir animasyon hayal edebilmek isterdim.

3. Nefs Mücadelesi

Tokyo Ghoul’daki problem iki farklı türün varoluş mücadelesinde şekilleniyor. İhtiyaçları sebebiyle birbirlerine düşman olan bu iki türün çatışmasını kahramınımız (Kaneki) kendi bedeninde yaşamaya başlıyor: Yarı insan yarı ghoul olarak. Animelerin belki de dünyada en iyi psikolojik çelişkileri irdeleyen yapımlar olduğunu söyleyebilirim. (Aşağıdaki sahne ilk bölümden spoiler sayılmaz ve çok etkili çizilmiş.)

Et yeme ve açlık metaforları, anime’ye yeni başlayanlar için ağır gelebilir ancak ruhunda bastıramadığı arzular besleyen herkese tanıdık gelen iç hesaplaşmalara farklı açıdan yaklaşıldığı da bir gerçek.

4. Kahramanın Dönüşümü

Bu başlık manga-anime’lere özgü değil aslında, çoğu iyi hikayede bulunan bir özellik. Bu kurgusal tekniğe antik dönemdeki tragedyalar da bile rastlıyoruz. Çünkü hepimiz en azından ergenlik gibi büyük bir psikolojik dönüşümü deneyimlemişsizdir. Manga ve animeler’deki kahramanların büyük bir çoğunluğu da bu yaş aralığındadır. Hedef kitlesi kahramanın yaşı ile paralel ilerler. Bu nedenle dünyanın kaderini sık sık 14-17 yaşındaki kahramanların eline verildiğini görürüz. Bunun bence en iyi işlendiği serilerin başında “Evangelion” gelmektedir, hatta son bölümde 4. duvarı bile zorlayacak felsefi irdelemelere girilir hem de Deadpool gibi işi sulandırmadan.

Tokyo Ghoul’da da “Nefs Mücadelesi” kısmında değindiğimiz açlık problemi ile çatışırken kahraman yeni bir bilinç seviyesine geçtiğin görürüz. İnsalar ve Ghoul’lar arasında orta bir yol bulmak. İmkansız gibi görünüyor değil mi? Hayat zor.

6. Kurgu Kalitesi

Lost’u hatırlarsınız. Hani sonradan çok bozan. Çünkü senaristler soru işaretlerine hiç bir şekilde doyurucu cevap veremedi ve dizi tatsız bir şekilde son buldu. Böyle bir rezilliğe animelerde pek rastlanmıyor. İlkokulda sağlam kurgu yapma dersleri falan mı veriyorlar bilmiyorum ama zaman yolculuğu gibi tehlikeli konularda bile Japon senaristler alınlarının akıyla çıkmayı başarıyorlar. Kötü olanlar zaten Shonen Jump vb. dergilerde eleniyor.

Biz nasıl Shonen Jump’a göndeririz diye düşünmeyin Japonlar bu alanda biraz milliyetçiler, dışarıdan gelenlere pek sıcak bakmıyorlar. Batı animasyonunda daha çok şansımız var. Özellikle ABD yeni yeteneklere sürekli aç bir sektör. Mahmud Asrar ve Yıldıray Çınar‘ın Marvel’daki başarılarını bir araştırın derim. Her zaman örnek gösterdiğim harika yeteneklerdir.

https://www.instagram.com/p/BB7txx0zcJf/

6. Bölüm Sonu Canavarı (Boss)

Bölüm sonu canavarı aslında bir bilgisayar oyunu terimi ancak aksiyon animelerinde de rastlıyoruz. Yapımcıların hayal gücü ve çizim marifetlerini en iyi bu yaratıklarda görüyoruz.

Tokyo Ghoul’daki boos’lar da bana Evangelion’u hatırlatsa da bunun bir tarzını belirlemek neredeyse imkansız. (Neden böyle bir tarz sınıflandırmasına giriştim bana da saçma geldi şimdi.)

7. Aşk var mı aşk?

Olma mı? Fakat Tokyo Ghoul’da aşk platonik düzeyde ve “cool” tempoda işleniyor. Yani rüzgar eser kahmanımız sırtını döner ve sevgilisi ona uzun uzun bakar bu sırada saçlar savrulur. Güzel bir müzik çalar.

Yukaridaki intro’da gördüğünüz gibi bu sahneler dozunda verildiğinde çok etkili olur. Eğer buruk aşk hikayesi izlemek istiyorsanız. Makoto Shinkai’nin gözlerinize bayram ettirecek “5 Centimeters Per Second” ile “The Garden of Words” filmlerini izleyip ağlayın. Görsel açıdan çok başarılı yapımlardır.

8. Atmosfer

Konusu itibariyle karanlık diyebileceğimi Tokyo Ghoul bu açıdan Türkiye’de yayımına bizzat iş yerinde yakından tanık olduğum “Death Note”a benzetiyorum. (Bunu demeseydim çatlardım. Evet o çıkmak bilmeyen Death Note 13. cildin neden çıkmadığını biliyorum ama söylemem.)

Tokyo Ghould Artwork

Tokyo Ghoul’da her bölüm sonunda yazılar yazarken gösterilen suluboya tarzı konsept çalışmalarını da çok beğendim. Dizilik bir animasyonun yukarıdaki tarzda detaylı yapılması mümkün olmasa da adamlar hünerlerini konuşturmuşlar. Her bölüm sonunda da farklı bir artwork görüyoruz. Özellikle ikinci sezondaki çizimler harika.

Benim yorumlama bu şekilde arkadaşlar. umarım bir gün biz de sektörleşip güzel işler yaparız. İyi seyirler…

Other Articles / Diğer Yazılar
  • NFT, Kriptoparalar, Dijital Eserleri Sergilemek ve Satmak
    NFT, Kriptoparalar, Dijital Eserleri Sergilemek ve Satmak
  • En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
    En İyi Oyun Motorları, Oyun Geliştirme ve Oyun Animasyonu Yazılımları 2020
  • Neden Bizden Disney Çıkmaz? Türkiye'de Animasyon Üretimini Geliştirmek İçin Ne Yapmalı?
    Neden Bizden Disney Çıkmaz? Türkiye'de Animasyon Üretimini Geliştirmek İçin Ne Yapmalı?
  • Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
    Müslüm Gürses Animasyon - Koff Animasyon Bunu Nasıl Yapmış?
  • Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
    Yapay Zeka ile Sanat ve Gelecek Tahminlerim
  • Sektöre Giriş: Storyboard Artist'in İşteki İlk Günleri
    Sektöre Giriş: Storyboard Artist'in İşteki İlk Günleri

Etiketler: anime, manga

Yorumlar

  1. Endiseli anne

    2017-04-20 ile 09:52

    Oglum 11 yasinda ve bu animeyi takip etmek istiyor. Endiseliyim. O yasta bir cocuk icin uygun mu acaba? Izin vermeli miyim?

    Cevapla
    • Serdar A

      2017-04-20 ile 13:41

      Biraz daha büyüse sanki daha iyi anlar hazmeder gibi. Fakat yasaklayınca bu sefer daha da çekici hale gelir. İşiniz zor dikkatini dağıtmaya başka güzel yapımları öne çıkarmaya çalışın. Fakat tüm arkadaş kitlesi izliyorsa ve ona yasaksa ne yapılmalı bilmiyorum. Zombi filmi izlemesine izin veriyorsanız bu da farklı değil.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günün En Çok Bakılanları

  • Oto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve YapılışıOto-Stereogram (Şaşı Bak Şaşır) Çeşitleri ve Yapılışı (8)
  • Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj, Akrilik, Yağlı, Sulu, Kuru, Ebru...Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj,… (4)
  • Türkiye'deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren Okullar Üzerine Pedagojik Bir İrdelemeTürkiye’deki Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (4)
  • En İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım ProgramlarıEn İyi 3D Animasyon ve Karakter Tasarım Programları (5)
  • Dünyanın En İyi Canlandırma / Animasyon Eğitimi Veren OkullarıDünyanın En İyi Canlandırma / Animasyon Eğitimi… (6)
  • Animasyon Yapımı Hakkında Kaynak KitaplarAnimasyon Yapımı Hakkında Kaynak Kitaplar (2)
  • En İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon ProgramlarıEn İyi Manga, Anime ve 2D Animasyon Programları (2)
  • Türkiye Üniversiteleri Haritası 2016 - Bilgilendirme Grafiği ProjesiTürkiye Üniversiteleri Haritası 2016 –… (2)

Seçme Yazılar

Boya Bilgisi

Boya Bilgisi: Kurşun, Kömür, Mürekkep, Guaj, Akrilik, Yağlı, Sulu, Kuru, Ebru…

Koyu bir cyber punk taraftarı olsam da kağıt üstü analog sanat çalışmaların dijital sanatın temeli için çok önemli olduğunu düşünüyorum.

#GörselGünlük 018 #Zıpla Nazlı, bugün #Formu #GörselGünlük 018 #Zıpla
Nazlı, bugün #Formula1 sıralama turları var, dedi. Dedim daha geçen hafta yarışmadılar mı? Evet, dedi. 1 hafta oldu. Sonra anladık ki 15 gün geçmiş; ama biz seçim haftasını zihnimizden silmişiz. Sonra aklıma "yaşandı bitti saygısızca" şarkısı geldi, günün çizim konusu belli oldu. Çok da saçma oldu. Bir civciv ne kadar politik olabilir ki çok zorluyorum bence.
#GörselGünlük 016 #Kutuplaşma Menfaatleri uğ #GörselGünlük 016 #Kutuplaşma

Menfaatleri uğruna yüzde ikilik fark ile koca ülkeyi kutuplaştırıp kendini kendine düşman eden politikalara lanet olsun! Bir tarafa yönelik söylemiyorum. Bu kötülüğü zora düşen herkes yapıyor. Biri başlatınca diğeri de kendi payını koruma amacıyla taşlamaya başlıyor. Trollüğü engellemek için karşı tarafın da trolleşmesi gibi. Kutuplaşmayı körüklemek sadece bataklığa davet değil insanlık suçudur. Artık ilk taşı atan vicdansızın kim olduğu değil, bu ayrımlaşmayı kimin sonlandıracağı önemlidir. Madalyon, iki yüzü ile barışmak zorundadır. 
Yurtdışında bulundum ve kendi halkından bu kadar nefret eden başka bir halk görmedim. Bu her gün aynaya bakıp kendi yüzüne tükürmek gibi, beynimin diğer yarısı gerizekalı demek gibi aptalca bir şey. Gelip başkası mı düzeltsin senin kişilik bölünmeni? Herkesin “biz kazandık” demesi, kazanamayınca diplere düşmesi de narsist kişilik bozukluğudur. Siz kazanmadınız yalan beyanlarınızla insanlık bir kez daha kaybetti. 
Hayatımda sadece AKP yönetimini tecrübe etmedim. Önceki dönemdeki yozlaşmanın da pek farklı olduğunu düşünmüyorum. İnanın kendi tarafınızın yozlaşmasını görmek kaybeden olmaktan çok daha beter. İki türlü de her şey çok güzel olamayabilir. Haydi şimdi tüm oylar Nihilist Partiye. Şaka şaka. Ama bugünkü çizim konusu belli oldu.
#narsizim 
#kutuplaşmayahayır
#GörselGünlük 014 Melek Yatırımcı Ortadirenk #GörselGünlük 014 Melek Yatırımcı Ortadirenk

Bugün aşağılık bankaların 1m dolar’ı olan zengin müşterilerine dolar’a %35’e varan özel faiz uyguladığın öğrendim. (Dolara fakir tarifesi %1) Orta sınıf olarak bu ekonomik krizden en çok etkilenecek olanlar bizleriz. Hem sen üretim yap ekonomiye katkıda bulun hem de emeğin vergilerle enflasyonla uçup gitsin. Melek yatırımcı mıyız biz! 
Ya aşırı zenginlere katılıp paraya para demeyeceksin ya da hiç bir krizden etkilenmeyecek kadar fakir olacaksın. Bu yüzden bu pisliği pisleten pisler gitsin istiyorum. Yeni gelenler de pislenene kadar bir süre kalabilir. Pislenme süresi de dünya yozlaşma ortalamasına göre 4 seneye tekabül ediyor. İşte benim seçim sistemim. 

#ortadirek
#ortasınıf
#GörselGünlük 013-2023.05.23 Yük Don Norman’ #GörselGünlük 013-2023.05.23 Yük
Don Norman’ın “Gündelik Şeylerin Tasarımı” kitabına başladım. Tabi önce Etkar Keret’ten bir öykü okuyorum. Keşke bu süreçte zaman dursa da her güzel kitaba, her güzel derse, her heyecan duyduğum fikre vaktim kalsa. Öğrenilmesi gereken şeylerin büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz ancak yazmam ve çizmem gerektiğini düşündüğüm şeylerin yükünü ben bilirim. Yük derken acılı biberli şeyler de değil ha, hüznü sevmem. Lakin ne kadar eğlenceli de olsa tek kişinin bildiği şeyler o kişiye yük oluyor.

#tasarım
#kalem
#klavye
#çizim 
#yazı
Görsel Günlük 012 Her gün mutlaka en az iki p Görsel Günlük 012

Her gün mutlaka en az iki paragraf yazmak için gayret ediyorum. Günlüğe yazmadıysam da mutlaka ya öykü düzenlemesi ya da @azizkedi dersleri gibi derslerdeki notlarımı temize çekiyorum. Seçim stresi vb şeylerden dolayı uyku düzenim biraz kaydı, haliyle ağız yaralarım da arttı. Hava da ısındı, gündüz çayı içmez oldum. Sırf bunun için bile serin bir yere taşınılır. Onun yerine su mu? Su hemen çişe dönüşüyor. Vücutta bir tur bile atmıyor. Onun bile beklemeye tahammülü yok. Benim var. Ama yaşlandım. Sadece ben değil X+Y+Z=3 nesil birlikte yaşlandı.

#yaş
#xkuşağı
#ykuşağı
#zkuşağı
Görsel Günlük 011 #nazımhikmet #visualdairy # Görsel Günlük 011
#nazımhikmet 
#visualdairy
#civciv
#ağaç
Görsel Günlük 010 Eternals (2021) #visualdairy Görsel Günlük 010 
Eternals (2021)
#visualdairy 
#civciv
#Eternals
Görsel Günlük 006 🫶 Görsel Günlük 006 🫶
Once upon a time I created an NFT set. / Evet ne m Once upon a time I created an NFT set. / Evet ne modaydı öyle iyi ki de bitti ama çizimler de boşa gitti... 🥲 Bu da onun tanıtım videosu.  #nft #virus #digitalpainting
Load More... Follow on Instagram

Ozgur Serdar Altunoglu © 2023

  • Türkçe