Bundan yıllar önce yaptığım bu işlerin sanat olduğunu düşünmüyordum. Ancak Bager Akbay’ın Flu TV konuşmasını izleyince bu tanımlayamadığım işlerime sanat diyebilme cesareti kazandım. Bager’in kriterlerine bir çoğu uyuyor: Mesela çoğunluğundan para kazanmadım, estetik bir kaygı içeriyorlar, bir şekilde zanaat (sanatsal emek) var ve bazıları da insanlarla reaksiyona bile girdi. Belki sizin için sanat sayılmayabilir; ama yine de konsept sanatı dediğim (konsepti olan ve bu konsept ile uyum gösteren sanat) çalışmalarımı listelemek istedim. Bu aynı zamanda kişisel tarihimin üretim perspektifinden farklı bir projeksiyonu oluyor. Bu yazıyı yazdıktan sonra, yaptığım bir çok tasarımın temelinde bu kişisel dönüşümümün kümülatif bir şekilde etkili olduğunu gördüm. Size de tavsiye ederim. Günlükler (blog’lar) zaten bunun için değil midir? Kendimizi ve dolayısıyla diğer insanları anlayabilmek için geçmişimizi iyi analiz etmeliyiz.
Mühendislik Dönemi (1998-2010)
Yeditepe’nin %100 burslu mühendisliğini kazanınca bilim insanı olabileceğim için çok sevinmiştim. Ailem ekonomik kaygılardan dolayı Fizik okumamı istemedi. Edebiyata meraklı bir mühendislik öğrencisi olduğum o zamanlar tasavvuf hikâyelerinin ve Oğuz Atay etkisinin ağır bastığı ve sadece öykülerle üretim yaptığım bir dönemdi. Pentium işlemcili bilgisayarlar daha yeni yeni evlere giriyordu ve Microsoft teknoloji devi yeni olmuştu. Google ise henüz yoktu.
2002-2003: SinEd: Sinema Edebiyat Yahoo Mail Grubu
Bu mail gurubu birlikte hikaye yazıp daha sonra da film yapma hayalindeki insanların oluşturduğu bir topluluktu. Birbirimize düzenli aralıklarla yazı yazmayı teşvik ediyorduk ve bir çok öykümün de temeli burada atılmıştır. Aydaki üniversite konseptini de bu zamanlarda oluşturdum.
Örnekler: Sinema Edebiyat Evliliği ve diğerleri…
2005: İyi Adam, Sopalı Adam ve Çetesine Karşı (Lego Filmi)
Kardeşimle naif duygularımız ile sadece eğlenmek için yaptığımız kısa film.
Eğlenmiştik.
2007: Retro Dijital Saat
Mühendislik eğitimimi mikrodenetleyici çipler üzerine yapmıştım. Tezim hâlâ Academia.edu’da en çok indirilen tezlerdendir. (Tez Linki) Bu bileziğimi faal tutmak için mekanik bir saatin içini oyup dijital saat tasarlasam nasıl olur dedim. Estetik açıdan cyber punk bir kaygı gözettiğimi hatırlıyorum. Sonuç aşağıda.
Web-Grafik Dönemi (2010-2018)
Bu döneme Bilgeadam kursları ile girdim ve yazılımdan (HTML, C#), tasarıma (2D, 3D) her türlü kursa gittim. Bu sayede bölgenin en iyi yayınevinde işe başladım. Google artık internetin en büyüğüydü, Photoshop ise benim için sadece fotoğraf düzenleme aracıydı. Hiç kimse çizim yapabileceğim konusunda beni cesaretlendirmiyordu. Bana da grafik tasarım işleri yetiyordu ve video düzenleme işlerini kendi kendime öğrendim.
2003-2014: Ay Evrenkenti (Konseptli Site)
O dönem üzerimde yoğun bir Oktay Sinanoğlu etkisi vardı. Üniversitenin anlam karşılığı olan “evrenkent” sözcüğü de Rahmetli Oktay Hoca’nın önerisiydi. AE, içinde bilimkurgu öğeleri barındıran bir edebiyat topluluğuydu. SinEd’in bir uzantısı olarak başladı, SinEd kapandı bu devam etti. AE2012, AE2013, AE2014 olmak üzere üç başarılı bilimkurgu yarışması düzenledik. Birincilere kendi cebimden kitaplar hediye ettim. Jüriye mutlaka kitap kurdu ev arkadaşımı dahil ettim. Kendisi yarışma tarihinde hep İzmir’de olduğu için tüm dosyaların fotokopisini çekip adresine yolladım. Bu emeklerimize rağmen son yarışmada kırılanlar ve tanıdıklarımıza hediye vermekle suçlayanlar oldu. İnsanların gereğinden fazla hırs yapınca neye dönüştüğünü bu yarışma sayesinde birinci elden deneyimleme şansı edindim. Dünyevi bağlarımızdan kopup Ay’a kaçanların mekanı hayali bir konsepte dayanan bu sitenin ödülü bir iktidar objesine dönüşmüştü. Masrafları karşılayamaz olunca site arşivini Blogspot’a taşıyıp kapattım.
Detay: https://ayevrenkenti.blogspot.com
2010-2014: Feminist Mutfak ve Feminist Sözlük (Konseptli Site)
Mühendislikten sonra başladığım felsefe bölümünde sosyal bilimlerle tanıştım. İnsanları anlamak için çok masraflı bir yoldu DTCF’ye yazılmak ama benim için sınav kazanmak sosyalleşmekten çok daha kolaydı. Bu dönemde dönemin en başarılı muhalefetini yapan feminizm dikkatimi çekti. Ve bu konuya bir sdite konsepti ile giriş yaptım.
Feminist Mutfak erkeklere de yemek yapmayı öğreten, toplumsal cinsiyet rollerine mizah ile yaklaşan bir siteydi. Fakat kadınlar tarafından daha çok okunuyordu. Bir ara oldukça popüler oldu ve dönemin en popüler dergisi Armagi konu hakkında benimle röportaj yaptı. Feminist Mutfak’tan evrilen feminist sözlüğü feminist gençlere devretmek istedim. Çünkü o zaman yaşadığım çevre ve siyasi atmosfer buna çok uygundu fakat projenin çok büyük olduğun fark edince devam ettirmekte zorladım. Ayrıca feminist dalgalar arasındaki çatışmalar ve eril ergen atakları da projeden ayrılmamda etkili oldu. Sitedeki metinler önemsediğim için Tumblr’a taşıdım.
Detay: Feminist Mutfak Yemek Tarifi Yazılarım
2013: Okula Hayır (Konseptli Site)
Manifestosu ve siteye özgü Türkçe harf destekli iki adet font seti de hazırlamıştım oldukça da rağbet görmüştü bir çok sitede listelenmişti. Ayrıca konseptinden dolayı Agos Şapgir dergisine röportaj verme şansı elde ettim. Hatta dergiye bağlı bir özel kanalın ana habere konuk olacaktım ama denk gelmedi.
2016: Bug Report of Humanity (Poster Serisi)
İnsanlık tarihinde gerçekleşen ve benzerlik içeren bug’ları (hataları) içeren konsepti Glitch Art tarzı posterlere dönüştürmüştüm. Grafik yüksek lisansı yaparken katıldığım okul sergisinden görünümü aşağıda. Video versiyonunu da yapmak isterim ama hiç zamanım olmadı.
Detay: https://www.artstation.com/artwork/wWNPX
Pro-Konsept Dönemi (2018-2021)
Okullara saplantılı şekilde bağlıyım ve hâlâ insanlık için önemli kurumlar olduğuna inanıyorum. Dünyanı en iyi animasyon okullarından birine kabul alıyorum. Beni ancak onlar paklar diyorum ve elim artık kalem tutmaya başlıyor.
2018: Freelance Chicken (Animasyon Dizi Konsepti)
VFS’teki bitirme projem, serbest gezen tavuklardan yola çıktı. Kahramanımız olan tavuk artık kendi yumurtalarını satarak para kazanmaya başlıyor ve çiftliklerdeki tüm hapis olan tavukları kurtarmak için savaşıyor. Hem dizi hem de oyun projesi olarak planlamıştım. Hala da uğraşıyorum.
2019: Altay Evrendoğum (2.5D Animasyon Projesi)
VFS için ara verdiğim Hacettepe Üniversitesi’inde “Perspektif İzdüşüm Sistemlerine Bilgisayar Destekli Çözümler ve 2.5 Boyutlu Animasyon Uygulaması” başlıklı yüksek lisans tezimdeki uygulama çalışması. Tezde bahsettiğim derinlik efektlerini uyguladığım bu kısa animasyon konu olarak Türklerin en kapsamlı yaratılış söylencelerinden olan Altay Yaratılış Efsanesinin giriş kısmını anlatılıyor. Efsanedeki iki tanrısal güç, Tengri ve Ak-Ana ejderha (evren) olarak gösterilirken, 2. dereceden tanrı olan Bay-Ülgen ise kameraya ara ara eşlik eden kartal olarak gösterildi. Animasyonda ilk kara parçasını, hayat ağacını ve gökyüzüne değdiği noktayı simgeleyen kutup yıldızını (diğer adıyla demir kazık) görmek mümkün. Ödenek bulursam efsanenin tamamını canlandırma filmi olarak yapmayı düşünüyorum.
2021: Çayhan ve İnanılır Maceraları (Çizgi Roman Konsepti)
Yüksek lisansı bitirdikten sonra şansımı Akara Antlaşması vasıtasıyla İngiltere’de denemeye karar verdim. Maalesef dünya için şansız bir dönemdi ve korona salgınına denk geldi. Pandemi zamanı Liverpool’da eve kapanmak suretiyle bu konsepti geliştirdim. VFS’teyken yarattığım ve daha sonra kişisel deneyimlerinden demlediğim Çayhan karakterinin öyküsünü bir çizgi romana dönüştürdüm.
Konusu ise animasyon filmleri yapmak isteyen ama çaydanlık olduğu için ailesi tarafında destek görmeyen hayalperest bir çaydanlık ve arkadaşı cezvenin hikayesi.
Detay: https://www.behance.net/gallery/101376851/
?: Karagöz Stüdyoları (Disney’e Rakip Stüdyo Konsepti)
Liverpool’daki Ozart Design girişimimin sonrasında hayalime sınır koymazsam ne kadar ileri gidebilirim diye düşündüm. Sonuçta elimde VFS sayesinde edindiğim bir konsept sanatı dili vardı ve bunu kullanmak istedim. Konsept sanatını doğasına uygun bir şekilde aynen Ay’da kurulmuş hayali bir üniversitede olduğu gibi bu sefer Türkiye’de kurulmuş hem oyun hem de animasyon alanında üretim yapan bir stüdyo kurmaya karar verdim. İçeriklerim zaten hazırdı sadece bunları oyun ve animasyon formatına adapte etmem gerekiyordu. Disney, Cartoon Network, EA Games, Rockstar Games’in bir karşımı olacaktı. Aynı zamanda filmler de yapacaktı. Karagoz stüdyoları bir hikâyeyi önce konseptleştirecek, sonra oyunlaştıracak, en son da filmleştirecek bir eğlence devi şeklinde planladım. Eğer Okula Hayır, Feminist Mutfak ve Ay Evrenkenti’ndeki gibi bir ciddiye alınma durumu olursa film dizi ve oyun projelerim için hem ekip hem de yapımcı toplayabileceğime inanıyorum.
Hâlâ bu işlerden para kazanmadım, belki çocuklarım teliften falan bir şeyler kazanır.
Gazamız mübarek olsun.
