Açıköğretim Sosyoloji 4. Sınıf ve Nihayet Mezuniyet

Açıköğretim Sosyoloji 1, 2, 3 derken geldik 4. sınıfa ve şükür bitti. Hiçbir ek kursa, yardımcı test kitabına ve hesap makinesine başvurmadan bitti. AÖF kitapları, sosyal bilim ve felsefe altyapısı yeter diyordum; dört sene sonucunda haklı çıkmış oldum. İşte bu da dört yıllık yazı dizimin son halkası. Sosyal bilimler güzeldir.

Tek kötü yanı karın doyurmada güçlük çıkartması. Zaten ne kolay ki şu hayatta. Merak edenlere hemen söyleyeyim ortalamam 2.83. Mühendisliği de 2.84 ile bitirmiştim o derece eşit ağırlıklıyım yani. Ne biliyim ilerde yüksek lisans başvurusunda ortalamanın etkili olacağını? Neyse bunlar geride kaldı dostlar. Benim animasyon kariyer planlarım var; fakat şunu unutmayın “social science candır!” toplum içinde yaşadığınız sürece katkısını bir yerde mutlaka görürsünüz.

Evet, sosyal bilimler candır.

AÖF Sosyoloji 4. Sınıf 1. Dönem

Bölüme başladığımda bir yayınevinde grafikerdim. Akademiden ayağım kesildiği için boşluk duygusundan açıköğretime sarılmıştım. Aradan dört yıl geçmiş işten çıkmış ve Hacettepe Grafik Tasarım yüksek lisansına başlamıştım. Yine çalışmayı son haftaya bıraktığım ve AÖF ilk vize tarihi ile yüksek lisansın ikinci vizeleri çakıştığı için zorlandım. AÖF de zaten ikinci hayatçılar için değil mi?

Bu dönem (2015-2016 Güz) AÖF’ye bazı yenilikler gelmiş. Mesela geçme notu 35’e sabitlendi, dönem sonu notu 35’in altında kalırsa kalıyorsunuz. Eskiden çan eğrisi ile yirmi sorudan 7 doğru (yani 35/100) bile çıkaramayanlar ortalama düşükse geçebiliyordu. Şimdi durum değişti. (DTCF’de 2007-2009 arası Felsefe okurken geçme notu 60’tı. Yorumu size bırakıyorum. Neyse konumuza dönelim.)

Açıköğretimin kitaplarını ne kadar sevdiğimi daha önceden de belirtmiştim bu sene de aynısını yineliyorum. Çünkü her üniteyi konunu uzmanına yazdırıyorlar. Bu AÖF’nin diğer tüm üniversiteler arasındaki yegane üstünlüğüdür diyebiliriz. Hiç bir okulda bu kadar tertipli ders kitabı bulamazsınız. Mülkiyenin fotokopicisindeki ders notları dahil. Fırsatım olursa ilerde bu kitaplara tekrar göz atmak isterim. Ayrıca AÖF öğrenci sitesinden bu kitapların PDF’lerini indirmek mümkün. Son dönem bir daha erişemem diye hepsinin güncel sürümünü indirip PDF koleksiyonuma kattım.

İlk dönem 7 ders vardı, bunların içinde “Türk Dili 1” ve “Girişimcilik ve İş Kurma” diye bölüm dışı dersler de vardı. Geçen dönem İngilizceyi sular seller gibi öğrettikleri için bu sene ihtiyaç duymamışlar. (Yazar burada üniversitelerin bir iki ders ile İngilizce öğretme çabasının anlamsızlığına dikkat çekmek istiyor.)

Neyse işte yukarıdaki notları aldım ve dersler bitti. Yine her şey son haftaya kaldı eğer ilk iki senedeki gibi çalışmayı üç aya yayabilseydim ortalama 3.0’ın üstü olacaktı, eve onur belgesi postalanacaktı, aileme hava atacaktım; ama yeter yani n’apıcam o kadar notu? Biraz keyif almak lazım ve bu kafanın da bir kapasitesi var.

Kitaplar içinde en çok dikkatimi çeken dersler “Çevre Sosyolojisi” ve “Türkiye’de Sosyoloji” kitaplarıydı. Sosyoloji çalışması yapacak araştırmacılar mutlaka kütüphanelerinde bulundursun. Notlar böyle geçelim ikinci döneme.

AÖF Sosyoloji 4. Sınıf 2. Dönem

Hem yüksek lisans hem açıköğretim kolay olmuyormuş arkadaşlar. Grafik yüksek lisansı keyifli olmasını yanında projelerimiz hep çok yoğun çalışma ve zaman isteyen işlerdi, onları da zaman içinde üzerindeki yayın hakları izin verince paylaşacağım. Bu bahanelerden dolayı notlarım düştü. Hatta “Suç Sosyolojisi”nden kalacağım diye korktum. Sonra bir günümü ona ayırıp ancak 55 alabildim, işe yaradı; fakat bu sefer de diğerler notlar düştü. Gerçekten yorgunluk dolu üç gün sonucunda aşağıdaki dönem sonu notlarını aldım. Okuyamadığım kitap bölümleri oldu onları da sonra keyif için bakarım diyorum.

Dersleri yorumlamak gerekirse “Din ve Toplum” kitabı dışında bilimsellikten uzak sığ bir kitaba rastlamadım. AÖF Sosyolojinin de tek kusuru olarak kalmasını umut ediyorum. Sorularda doğru cevap ile kitabın istediği doğru cevap arasında büyük ikilemde kaldım. Sonra basit mantığı çözünce son sınavda en yüksek o dersten almışım. Üzgünüm. Hatta çoğunluk da aynı şeyleri yaşamış ki genel ortalama da yüksek gelmiş ki CC almışım. Neyse bu kadar gıybet yeter. Durkheim’larınden bulsunlar.

Diğer kitaplardan “Etkili İletişim Teknikleri” sürpriz yaptı ve hoşuma gitti. “Türk Sosyologları” da Türkiye’deki durumu anlamak için tanıtıcı güzel bir kitaptı. Öf yeter. Sonuçta bitti.

Cümleten gazamız mübarek olsun.

Sosyoloji için Kaynak Kitap Önerilerim

Yorumlarda sürekli karşıma çıkıyor hangi test kitabını önerirsiniz diye. Ben de en başından beri ünlü sosyolog ve filozofların temel eserlerini okursanız çok rahat edersiniz diyorum. İşte onlardan birkaçı. Eğer öneriniz varsa yorum kısmına ekleyin liste gelişsin:

• Mukaddime – İbn’i Haldun (Tarihteki ilk sosyoloji kitabını yazan bilim insanı.)
• Saint-Simon: İlk Sosyolog, İlk Sosyalist- Cemil Meriç (Temel eser)
• Sosyal Bilmleri Açın – Gulbenkain Komisyonu (Ev arkadaşım ünlü sosyal bilmici Tolga Ulusoy’un önerisi)
• Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi – T. Bottomore, R. Nispet (Bu dersi DTCF’de Foucault suretli Kemal İnal hocadan alma şansına sahip olmuştum. Kitap harikadır.)
• Toplum Sözleşmesi – JJ Rousseau (Temel eser)
• Toplumbilmisel Düşün – C.W. Mills (Daha okumadım ama önemli)
• Pozitif Felsefe Kursları – Auguste Comte (Temel eser)
• Prens – Niccolo Machiavelli (kısa ama öz eser gümüz  siyasetinin temelleri)
• 1884 El Yazmaları – Karl Marx (zor ama en özet görüşleri burada)
• Toplumbilim Dersleri -Emile Durkheim (Sosyolojinin temel filozofu)
• Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu – Max Weber (Sosyolojinin temel filozofu)
• Tutkulu Sosyoloji – A Game, A Metcalfe (Hepsinin üzerine eleştirel bir kaymak.)

Bunlar sadece sosyoloji alanında sizi bir üst mertebeye taşıyacak kitaplar. (Felsefe, popüler bilim, antropoloji, sanat, edebiyat vb. konularda ayrıca devasa listeler oluşturulabilir.) Bu temel kitaplar olmadan sadece AÖF kitapları ile kendinizi sosyolog gibi hissetmeniz zor. Zaten sosyoloji aynı zamanda bir saha bilimidir.

Dört Yılın Sonucu

Aşağıda görmüş olduğunuz “Bilginin Yokolum Yasası” infografiği, osyoloji eğitiminde satılmaya çalışılan özet yardımcı  kitapları görünce aklıma gelen fikirdi sadece. Yani o kadar da şey etmemek lazım diyorum. Sevdiğiniz şeyleri yapın diyorum.

Gerçek anlamda örgün eğitim görmüş, sahada çalışmış, tez yazmış gıpta ettiğim sosyolog arkadaşlarım da var:) Kendimizi kandırmayalım. İtiraf etmek gerekirse anketsiz analizsiz bu bilimi icra edemezsiniz. Örgün eğitim ile aramızdaki en büyük fark bu. Fakat daha büyük bir fark varsa o da bu bölümü hiç okumamış vatandaş ile olan farkımız, etiketleri boş verin bu bence çok daha önemli bir detay. Saha tecrübesi ve diğer yetiler de çabayla kazanılacak şeyler. Fakat zaten çoğunluk askerlikten yırtmak veya dört senelik bir lisans sahibi olmak için bu bölümü okumuyor mu? Açıkçası benim görüşüm çoğunluktan fark yaratacak yollara sapanlar daha değerli işler ortaya koyuyor olması. Bu nedenle mücadele sürüyor.

Herkesin yolu açık olsun. Hayatta başarılar.