Hep neşeli şeyleri yazacak değiliz. Şimdi size tüm animasyon dünyasını kucaklamaya çalışırken kollarımın nasıl yetmediğini anlatacağım.
Şu dünyada iki tür insanı kıskanmışımdır: 1. İstediği bölüme girip bitirip akabinde işi başlayıp hayat kuran insanlar 2. Bir lisans konusunda uzmanlaşıp daha sonra onun bir konusunda uzmanlaşıp akademisyen olan insanlar. Eğer bu çağda ikisinden biri olamadıysanız aramıza hoş geldiniz. Tebrikler, sistemin tüm kalıplaştırmalarına göğüs gerdiniz. İdaellerinizden, merakınızdan, özgürlüğünüzden ödün vermediniz ve buradasınız. Sistem özgür bireyi sevmez, sistem bir daldan başka bir dala atlayan meraklı kişileri sevmez çünkü bu geride bırakılan her disipline ihanettir, dinden çımaya eşdeğerdir. Evet, ben en büyük ihanetimi mühendislikten sonra felsefe okumaya başlayarak yaptım.
Mühendislik gibi devasa bir tarikattan ayrıldığımda, hayaleti peşimi bırakmadı, desteğini çekti. Tutunmak için bilgisayar programları öğrendim bir yayınevinde işe başladım; fakat orada sıkışıp kaldım, ömrümün sonun kadar site ilan banner yapmak korkunç geldi o işte tutunmak için tek çare bilgisayar programcılığıydı, sosyal bilimlere aç bir kafa için hapishaneden farksızdır programcılık. Rotayı belirledim: animasyon. Böyle bir kararı nasıl verdim? Yaşayan harika bir filozof Alain de Bottom’un hayat okulu kitabı serisinden.
Kendimize Uygun İşi Nası Buluruz? – Roman Krznaric. İşte o karar günü, otobüste bu kitabı okuyordum.
https://instagram.com/p/eC2a8nPS2_/
Destekleyenler oldu, desteklemeyenler oldu. Her türlü kişisel başarısızlığımda yukarıda saydığım o iki gruba giren insanların ve desteklemeyip aptallık ettiğim söyleyenlerin gülüşlerini ensemde hissettim. Adım adım işe başladım, gerekli ekipmanlar, kurslar, derken yukarıdaki fotoğraftan bu güne 22 ay geçmiş. Ve hissiyatım “hala yolun başındayım.” 2D hakimeyetimi yeni kazanıyorum ve 3D’ye girmedim bile. Disipliniçi tarikatlaşmadan çok çektiğim ve bu yolda başkoymuş ve sistemce ötekileşen insanlarla benzer sıkıntıları çektiğim için de bu kapalı kutu animasyon konusunda ne öğrensem paylaşmaya gayret ediyorum. Bizim kültür değil ama ecnebiler öyle yapıyor. İnanın elin gavurundan daha çok şey öğrendim.
Konumuza dönelim: Bu seferki dersimiz 80 TL değerinde.
Tren Garına Gidiş Taksi: 13, Gidiş Geliş: 21.5 + 21.5 = 43, Kahvaltı: 10, Öğle: 14 ve Toplam: 80 TL
Hiç bir mülakata (yüsek lisans veya iş farketmez) telefon etmeden ve ne istediklerini kesin olarak öğrenmeden gitmeyin. Ben zannediyorum ki her şey yazıldığı gibi neyse odur. Yazılmayan bir dünya var. Benim gibi otizimli bakışa sahip insanların bu gibi ayan beyan kuralları idrak etmesi zor oluyor. Ben yazarak anlaşmayı seviyorum, yazım türünden karakter analizi bile yapabilirim o derece; ama kendini açık edecek derecede samimi yazan kişiye rastlamak da nadir bir durum.
Yazmaları gereken tek şey şuydu “Biz sadece piyasada yetişmiş adamı alıp onu Maya öğretecek akademisyen olarak yetiştirmek istiyoruz.” (Yani öğretecekleri pek bir şey yokmuş.) Her neyse. Onarın yazdıkları “başvuran adaylar yetenek sınavına girerken çalışma dosyalarını (portfolyo) sunacaklardır.”
Yetenek sınavlarına en başından beri mantıksız bulmuşumdur. İnsanlar iki sene çizim kurusuna gidip belli bir beceri kazanıyor, ardından yetenek sınavına giriyor, okula başlıyor. Peki okula öğretecek ne kalıyor? Hadi onu geçtim adı “yetenek sınavı”, yetenek ölçmesini bekliyorsun; ancak (pratikte) ölçtüğü “kursta ne kadar çalışmış” oluyor. Kurslarda en yeteneksiz, çizim sevmeyen insanı bile, döve döve sınavı geçecek hale getirebilirsin, bunu hocalar da itiraf ediyor. Yetenek sınavlarına hazırlayan kursların üniversite sınavına hazırlayan dershanelerden farkı kalmadı. Sistemin yapısı gereği kendiliğinden oluşan bir çark. Bu sistemde sanat sevgisinden bahsetmek, sanat eserinden keyif almak ikinci planda. Gerçek yetenek, sınava yönelik çıkacak sorulara çalışmadan ölçülür, bu senin hayat biçimidir çünkü günde on tane figür çizersin içinden gelir. Fakat günümüzdeki hayat düzeninde de bu ideal anlayışta kişilere yer yok. Kurslarda ideal hedeflerle yola çıkıp pratikte sanatçı ruhlu kişileri taklit etmeyi, onlar gibi çizmeyi öğreniyoruz. Bundan daha büyük bir şizofreni olabilir mi? Biz kendimiz kandırıyoruz onlar kendilerine kandırıyorlar. Hocalar da kandırıkçılar içinden gerçek cevherleri arıyorlar ve çok kalabalığız imkanlar da sınırlı. Her muhafazakar disiplin için durum aynı. Felsefe de bilgi sevgisi demek ama ezber sevgisi olduğu için yürümedi ilişkimiz.
Neyse, Anadolu Üniversitesi Yüksek Lisans Mülakatını anlatayım size kısaca. Adamlar dediler ki “Size Maya‘da riglenmiş bir karakter vereceğiz siz bunu bir yükü kaldırıp yukarı bir yere taşımasını anime edeceksiniz.” Maya kullanmayalı aylar olmuş. Sınava katılan diğer arkadaş Maya hiç bilmiyor. Dakka bir, gol bir. Kafadan elendik. Bir güzel de azar işittik “hiç mi Maya’ açıp bakmadınız” diye. (Dünya Maya’dan ibaret.) “Ne işiniz var o zaman burada” diye. (Dünya Maya seçme olimpiyatları olduğunu bilmiyorduk.) Neden bölümü arayıp ne soracağımızı sormadınız. (bu konuda haklı olabilirler, insanlar yazmaktan çok konuşmaktan hoşlanıyor sanırım.) O dakikadan sonrası üç saatlik bir can çekişme oldu. Onun yerine o zaman 4 karede çizerek bu durumu anlatın, denildi. Lisans sınavında bunu soruyorlardı. Çizimlerim aşağıdaki ve sağdaki kalitedeydi.
https://instagram.com/p/4hwirvvS8V/
Fakat asıl mesele o değil, adamlar Maya’ya hakim ve Eskişehir’de hoca olmak isteyen bir adam arıyorlardı. Üstelik çizimlerimi kalitesinden, daha çok çalışmamı bu seviyede lisanslarına bile zor gireceğimi söylediler. (Yalan değil, ama yine de zoruma gitti.) Eğitimim daha tamamlanmadı ancak tamamlamakta güçlük çekiyorum. Eğer, Hacettepe grafik yüksek lisansı da olmazsa animasyon firmalarına tepeden başlayarak başvuracağım o da olmadı yayınevleri o da olmadı fotokopiciler o da olmadı internet kafeler, yeter lan.
Ensar
Tam olarak sormak istediklerim şunlar:
1-Marmara ve mimar sinan daki bölümle eskişehirdeki arasında ki fark kazanırsam eskişehiri mi tercih etmeliyim
2-Daha önceki yıllarda çıkan soruları buldum gibi ama siin dönemde sorulan soruyu anlamadım yani dijital de mi soruyorlar
3-karakalem eğitimi alıyorum fakat sınav için karakter tasarlama ya da daha çizgi filmsi bir çalışmamı izlemeliyim
Şimdilik aklıma bu kadar geldi tekrardan teşekkürler yazılarınızı severek okuyorum
Serdar A
1-Marmara ve mimar sinan daki bölümle eskişehirdeki arasında ki fark kazanırsam eskişehiri mi tercih etmeliyim
Büyükşehir büyük okul önceliğin olsun. Mimar Sinan 1 numara mezunları dünya çapında kazanmak imkansız gibi, ardından Marmara sonra Eskişehir ki orası da zordur, ama azimli adam için Kütahya bile olur. Okul birincisi olur yurtdışından burs bulur gidersin.
2-Daha önceki yıllarda çıkan soruları buldum gibi ama sizin dönemde sorulan soruyu anlamadım yani dijital de mi soruyorlar
“Yüksek lisans” başka bir şey “lisans” başka bir şey. Liseden sonra dört sene okunan üniversiteye lisans denir. 4 Senelik lisanstan sonra okunan 2 senelik okul ise yüksek lisanstır. Diğer adı master’dır. Yani bize çıkan soru başka, lisansta çıkan soru başka. Her sene değişir. Anadolu “yüksek lisansı”nda çıkan soru bize özel bir durum senin başına gelmez. Gelmesi için en az 5 sene var ki o zaman kadar kim bilir neler olur.
3-karakalem eğitimi alıyorum fakat sınav için karakter tasarlama ya da daha çizgi filmsi bir çalışmamı izlemeliyim
Karakalem eğitimi aldığın yer seni daha iyi bilgilendirecektir. Orada yetenek sınavına hazırlanan bir çok genç ve hazırlayan hoca var. Sınav sorusu gireceğin okula ve bölüme göre değişir. Ama genelde standart model-desen sorusu çıkar. Ortak bir format yok başvuracağın okula ve bölüme göre hazırlanacaksın.
Ensar
Çok teşekkür ederim şuan hedefim de eskişehir var ama mimar sinan ve marmarayı da deniyeceğim inşallah kazanabilirim.Yazılarınızdan çok etkilendim hatta türkiye de animasyon tarihi yazınızı okurken çok gaza geldim umarım bende öyle yerlere gelebilirim
Serdar A
Hadi bakalım sıkı çalış :D
Osman
“Hadi onu geçtim adı “yetenek sınavı”, yetenek ölçmesini bekliyorsun; ancak ölçtüğü “kursta ne kadar çalışmış” oluyor. ”
çizime ve sanata dair vizyonun sakat ve arızalı. adamlar senin kursa gidip gitmediğine bakmıyorlar ne kalitede çizdiğine bakıyorlar. kurslar var çünkü gerçekten istekli ve ne yapmak istediğini bilen birine hem ortam sağlamak hem de gelişmesini hızlandırmak için. kaliteleri tartışılabilir. ama ister kursa git öğren ister self-educated ol. onlar için fark etmez. hiç kimse eline kalem almamış ya da yeterince çalışmamış, çizim yapmanın espirisini yeterince kavrayamamış birini eğitmez mantık olarak buna 4/2 yıl yetmez ki bunun yanında hem alan derslerini bu kalitedeki biri başarsın hem de çizimde gelişmesi için 4 yılı yetsin. örneğin value’leri kavrayamamış birine alan derslerinin yanında bilinmesi gereken en temel konulardan birini ekstradan neden anlatsın. bu durumda dersleri olması gerektiği gibi kavrayamazsın. hiç kimse başaramaz bu durumda. belli bir temeli olmalı.
bu arada mimarsinan’ı abartıyorsun.
esra
merhaba serdar bey.Ben bir okulda ingilizce öğretmeni olarak çalışıyorum ve animasyon bölümünde tezli yüksek lisans yapmak istyorum ama yazılarınızdan anladığım kadarıyla her üniversitenin animasyon bölümü farklı ders içeriklerine sahip.Bu sebepten ötürü çok kararsız kaldım.Çok zor bir bölüm seçip sınırlarımı çok zorlamak istemem.Benim bu bölümü istememde ki amaç ise kendi alanımla ilgili çeşitli animasyonlar veya çizgi filmler hazırlama yani eğitime teknolojiyi entegre etmeye çalışma..bana hangi üniversitede hangi bölümü seçmem hususunda destek olursanız sevinirim.Özel üniversiteleri de değerlendirmeye alabilirsiniz.
Serdar A
Esra Hanım Merhaba, animasyon benim anlayışıma göre insanların kendi alanı ile küçük çizgi filmler yapabileceği kadar basit bir uğraşı değil. Ya bu işe girip tüm hayatınız vakfedersiniz ya da bu işi birine yaptırırsınız. Animasyon ayrıca tek kişilik bir meslek de değil ekip ile ancak doyurucu eğitim içerikleri elde edilebilir. Yapılamaz mı yapılır tabi, insan isterse her şeyi yapar, fakat animasyon bölümünden eğitim almaya çalışmak bu arzunuzu karşılamak için fazla büyük bir hedef sanki. Ayrıca sektörün sıkıntıları mevcut. Çok iyi eğitimli bir animasyoncu olsanız bile iş bulamayabiliyorsunuz. Eğer tüm bu uyarılarıma rağmen bu işe kalkışmak istiyorsanız temel bir bilgisayar hakimiyeti ve çizim yetisi gerekiyor. Eğer 3D animasyon yapacağım diyorsanız onun yolu daha zor ama en azından var: animaokul.com, 3dakademi.com yeni açıldı, paralı kurslar ancak umut vadediyorlar.
Ayrıca pratik bir alanda “tezli” yüksek lisans yapmak demek fazladan teorik dersler alıp bu konuda araştırma görevlisi olmak demektir. Yani tezli olursa çizgi film yapmayı öğretmiyorlar, başka bir deyişle animasyon yapmayı araştırıyorlar. Bu nedenle piyasaya yönelik eğitimler tezsizdir, teroik dersler yerine uygulamalı dersler verilir. Fakat bu konu içinde size gönül rahatlığı ile bir okul öneremiyorum. Eğer oyun teknolojileri alanında interaktif eğitim uygulamaları yapmak istiyorsanız iş başka, ODTÜ ve Hacettepe bu konuda en iyileri fakat orası da çoğunluğu bilgisayar mühendisi olan bir dünya olacaktır. Umarım açıklayıcı olmuştur, moralinizi bozmak yerine durumun ciddiyetini anlatmak istedim sadece.
Esra
Çok teşekkürler Serdar bey.anladığım kadarıyla benim master programlarından ziyade sertifika programlarına başvurmam daha yararıma olacak diğer türlüsü beni zorlucak galiba.
Nilgün
Merhaba, ben İngilizce öğretmenliği mezunuyum, şu an da çalışıyorum ama yüksek lisans yapmak için alanları incelerken bu alanın çok hoşuma gittiğini farkettim, karakalem karikatür yapıyorum ama sadece o kadar, teknik olarak pek birşey bilmiyorum, sizce başvurmam saçma mı olur acaba, aslında burada yazdıklarınızı görünce umudum kırıldı iyice, yine de sizden de tavsiye almak istedim, çok mu geç kaldım acaba o sınavlara hazırlanmak için?
Serdar A
Böyle tereddütlü ve çekingen olmayın. Kararlı yaklaşın, almazlar ise tekrar başvurursunuz. Herkes ilk seferde giremiyor. Eksiği olanlara bilimsel hazırlık dersleri veriyorlar, azminizle umut vadedin ki size yatırım yapsınlar.
Nilgün
Teşekkür ederim ?
Esra
Bu sınavı hatırlıyorum. Atölyeye girecektik fakat sınav var diyip bizi almadılar ? Anadolu üniversitesi animasyon lisans bitirdim. Hocalarımız gayet tatlı insanlar. Ve çat çat her şeyi söylerler. Bu durum aslında moral bozmasından çok seni gaza getirip bir şeyleri yapmaya itmeli. Piyasa çok zalim. Hocalarımız da az çok bizi dönem dönem silkeler. Ayrıca o dönem olan sınav maya dersine asistan almak için olan sınavdı da. Aslında daha çok kendi mezunlarını istiyorlar da bizimkiler çok başvuru yapmıyor maalesef. Ayrıca bilmiyorsanız; evet, dünya mayadan ibaret. Artık 3d işler çok fazla yapılmaya başladı. Birçok şirkette illa ki maya, 3d max ve türevi programlar isteniyor. (Genelde bu tercih mayadan yana) sizden geçmiş belli ki ama yazıyı okuyan birisi için en azından; hocalarımıza gidip bir şeyler sorunca, onlarla konuşunca, onlardan yorum isteyince gayet güzel yardımcı oluyorlar. Direkt diyebilirler sen şu an bizim sınavlara uygun değilsin diye. Ama bu demek değildir ki aman ben moral bozayım, dünyalar başıma yıkılsın. Oturup çalışmak önemli. Ayrıca mimarsinan 1 numarada mevzusu artık bitmeye başladı. Eskidendi o. Hocaları artık çok saçmalamaya başladı. Sadece adı var. Marmara tasarım olarak ön planda zaten. Kaldı ki Anadolu onu da geçmeye başladı. Animasyon mezunu birisi bir çok alanda iş bulabilir. Çok geniş bir yelpazede her şey gösteriliyor. Ama tabi alanında uzman olmak önemli. Her şeyi bileyimciler değil, ne istediğini ortaya koyan onu en iyi yapmaya çalışan önemli. Alanında uzman fakat diğer alanlar hakkında da bilgisi olan(bu bilgi bir iş verildiğinde fikir sahibi olabilmek adına) insanlar daha da ön planda tutuluyor. Örneğin; bir oyun stüdyosunda animatör olarak işe başlayıp grafik animasyonları yaptığında unity’i az çok biliyor olman iyi bir şey. İş daha kolay ve daha olması gerektiği gibi biter. Ya da animatörün nasıl rig yapıldığını bilmesi bozuk rigde yapan kişiye düzeltmesi yönünden yardımcı olur. Yani her konuda bilgi sahibi olsun da alanında uzmansa tadından yenmez olayını piyasa istiyor.
Sahile
Merhabalar. Ben Azerbaycanda Bilgisayar mühendisliyi lisans okudum 4 yıl. Aynen sizin gibi ağ, proqramlama derken kafam şişdi. Şimdi Türkiyede animasyon bölümünde yüksek lisans yapmayı planlıyorum. heves diyelim)) 3ds max ve photoshop bilgilerim var.ne tavsiye edersiniz?kabul şartları konusunda da eger bir bilginiz varsa bilmek isterim. Farklı ülkeden gelip, farklı bölümde yüksek lisans okumam mümkünmüdür? Hangi üniverste daha iyi olur? Bu arada Azerbaycan vatandaşıyım.
Serdar A
Konu bu yazıda tartışıldı. Yorumlar kısmında yardımcı olacak bilgiler mevcuttur. Ayrıntılı bilgiyi ise ilgili bölümlerinin web sitelerinde bilgileri yazan sekreterliklerine sormanız gerekir. https://serdara.com/canlandirma-animasyon-egitimi/
Lostyear
Rig ne demek? :D ve abicim İzmir’deyim ben. Animasyonu sadece Yaşar Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi veriyor. Yaşar Üniversitesi burslu bile olsan çok pahalı, muhtemelen DEÜ yu seçeceğim. Fikrin var mı? Örneğin lisede hangi bölümü seçmeliyim TS, TM vs. 10. Sınıf olmama rağmen desenime güveniyorum ve karakter tasarlama da kağıt üzerinde de olsa geliştim. 2 dakika verseniz ortaya güzel bir şey çıkaracak durumdayım desen konusunda da . Çevrem bu yeteneğin (kursa gitmedim hiç, gideceğim 2 sene.) heba olmasını istemiyo fikir ver plis.
Serdar A
Rig iskelet demek, karaktere iskelet yapıyorsun ki hareket etsin. Bu yazıda bahsi geçiyor: https://serdara.com/en-iyi-3d-animasyon-tasarim-programlari/
TR’deki okulları bu yazıda anlattım yorum kısmında bir sürü bilgi var: https://serdara.com/canlandirma-animasyon-egitimi/
Desenin çok iyiyse ya Anadolu Üniversitesi ya da Mimar Sinan’daki bölümleri incele bu okulları hedef seç derim. Hatta yurtdışı diyeceğim ama İngilizce gerekiyor.