Bir ayakkabı mağazasındayım. Hem kel hem de fodul erkek arkadaşımın ve babetçi ablamın aksine, topuklu ayakkabılara bayılırım. 23 pontluk ayakkabıları, tıkır tıkır denemeye başladığım anda kendimi kaybederim. Dünyaya 15 cm tepeden bakmak… Erkek arkadaşım kompleks yapsa da düztaban ablama fenalık gelse de umurumda değil. Sanırım ben, efsane bacaklı babaanneme Cemile’ye çekmişim.
[Okumaya devam et…]
Adobe Edge Animate Ailesi ve Creative Cloud İncelemesi
Adobe firması, 2012’in sonlarına doğru Edge Animate’i kullanıma sundu. Web ortamında animasyonlar yapan bu program pahalı yazılımlarıyla bilinen Adobe firmasından çıktığı halde ücretsizdi! Bu benim hoşuma gitti çünkü Java Script’in gücünü Adobe de kabul etti demekti; şüpheye düşürdü çünkü beleşti? Adobe’nin en modası geçmiş programı bile 1000 TL civarındayken bu yenilikçi program neden ücretsizdi? Araştırmaya başladım. Önce Adobe Edge Ailesi daha sonra da bulut bilişim türü olan Creative Cloud Sülalesi ile karşılaştım.
%100 bulutlaşmaya hazır mısınız?
Bir Otobüs Öyküsü: Körüklü Karamelli Dilekçe
Atölyedeki beşinci ödevimiz çok kazıktı. Yazılmış bir öykünün devamını getirmek. Yazar rahmetliyse kemiklerini sızlatacak, diriyse romatizmal rahatsızlıklara sebep olacaktık. Neyse ki çok okuyan biri değilim -dünya üzerindeki tüm literatürü hesaba katarsak- önceden okuduğum bir hikâye değildi. Sonra öğrendik ki hikâye Etgar Keret’e aitmiş. Giriş paragrafı aşağıda, körüklü karamelli devamı ise daha aşağıda. İyi okumalar…
Bu öykü geç gelen yolculara asla kapı açmayan bir otobüs şoförüne dair. Kimseye. Ne otobüsün yanında koşup ona yalvaran bakışlarla bakan ezik lise öğrencilerine, ne kapıya aslında zamanında gelmiş de bütün suç şoförünmüş gibi vuran sinirli tiplere, ne de onu ellerindeki alışveriş torbalarını sallayarak durdurmaya çalışan yaşlı ve titrek kadınlara. Kötülüğünden değil, çünkü kötülüğün zerresi yoktu bu otobüs şoförünün ruhunda; ideoloji meselesiydi sadece.
[Okumaya devam et…]
Küçük Kara Sinek Öyküsü – Tabu Sözcükler
Edebiyat atölyesinde yazdığım bir öykü, daha sonra bunu animasyon filmine dönüştürmeye de karar verdim. İntro yapımı aşamaları bu linkte, öykünün tam metni ise aşağıda. Keyifli okumalar.
[Okumaya devam et…]
Eşya Hukuku: Sandalye – Yazı Atölyesi 3
Benim gibi yazı konusunda içdisiplin sağlayamayan kişiler için edebiyat atölyeleri biçilmiş kaftan. Bu haftaki atölye görevimiz fotoğraftan yola çıkarak hikaye uydurmaktı. Uydurduk. Çok da eğlendik. Sağ olsun hocamız öykülerimizi Yazı Çizi’de yayınladı (to brodcast, to publish değil). Dolayısıyla fotoğrafı çeken sanatçının yorumunu da aldık. Sanırım internet yazarlığı bu yöne kayıyor. Yazı, görseller, bağlantılar, animasyonlar ve yorumlarla daha etkileşimli hâle geliyor. Eskiler rahatsız olabilir; ancak zaman ileri doğru işler. Uzatmayalım, Eşya Hukuku tek sayfalık tek fotoğraflık kısa bir öykü. Sanırım tarz yaptım kendime insan olmayanları konuşturmak kolayıma geldi…
İnternet Yazarlığı: Blog Yazarken Nelere Dikkat Etmeli
Bu yazıda yaratıcı yazarlık hakkında edebi püf noktalarını değil, “İnternet Yazarlığı” (diğer adıyla web yazarlığı) ve bu konuda bilinmesi gereken teknik bilgileri inceleyeceğiz. Bilgisayar ve klavye sayesinde artık teknik açıdan hepimiz yazarlığın temel gereçlerine sahibiz. Kelebeğin Rüyası fimindeki kadar kağıt ve daktilo sıkıntımız yok. Fakat internet yazarı olmak için, daha doğrusu internette yazı yayınlamak için sadece edebiyat yeteneği yeterli değil. Gerçi bu teknik engeli aşmak için size yardımcı olacak kişiler varsa o ayrı. Bu makale, yazılarını sanal ortamda daha verimli paylaşmak isteyen amatörlere yardımcı olamak amacıyla yazıldı.
İnternet + Yazarlık
Harika bir yazar olabilirsiniz, muhteşem argümanlar yaratabilir, insanları kalbinden vuracak cümleler oluşturabilirsiniz. Bunlar güzel şeyler; fakat günümüzde içeriğinizi internet ortamına uygun formatta hazırlarlamazsanız okura ulaşmada sıkıntı çekebilirsiniz. Tabii amacınız okura aracısız ulaşmak ve daha okunaklı olmak değilse o ayrı, o zaman bu yazının devamını okumanıza gerek yok. Seçim sizin.
[Okumaya devam et…]
SEO’yu Beceremeyenler İçin Son Çare: Adwords Online Reklamcılık
Sosyal medya ile barışık herkesin futbol gibi kolayca yorumladığı SEO konusundan geçen yazımızda söz etmiştik. Baktınız olmuyor mu? Anlaması kolay ama çok mu emek istiyor? Uğraşacak vaktiniz yok paranız bol mu? Vaktiniz olmayacak kadar zenginseniz çözüm basit: Adwords. İnternette iki tür kişi tutunabilir, vakti olanlar ve nakti olanlar. Hem vakit hem nakit varsa da adwords ve SEO gibi işlerle yerine hayır işlerine yönelmenizi öneririm: Şirket, fabrika, hastane falan açın, bizim gibi işsizleri işe alın veya burs verin.
[Okumaya devam et…]
Kadim Koltuk – Yazı Atölyesi 2: Sözcükleri kullan.
Geçenki Mekan Anlatmaca ödevinden sonra bu seferki yazı atölyesi çalışmamız rastgele seçilen altı sözcükten bir hikaye uydurmaktı. Ben de uydurdum. Bence uydu, güzel keyifli bir çalışma oldu. Evde deneyebilirsiniz. Sözcükler: Bardak, bulut, deli, koltuk, zaman, kelebek, salkım
Feminist Mutfak Sitesi (Amargi Dergi Röportajı)
Önbilgi: Web site tasarımı yaptığım zamanlarda manifestosu olan iki site yapmıştım (Okula Hayır ve Feminist Mutfak). İkisi de kendi alanlarında ses getirip hakkında röportaj yaptıracak kadar ilerlemişti. Her ne kadar ikisinin de sonu Tumblr’a taşınmak olsa da bana kattıkları paha biçilemez şeylerdi. Bu ikinci röportajıma vesile olan Feminist Mutfak sitesinin bana en olumlu getirisi Aksu Bora’yı ve Selda Tuncer’i tanımaktı. Bu röportaj site için bir dönüm noktasıydı. Türkiye’nin önde gelen feminist dergisinde konu olmak, basılı bir kağıtta sitenin adını görmek, biraz daha geniş kitleye ulaşmak önemli bir adımdı. Tabi o zamanlar adres elifinmutfagi.net’ti, Amargi de hâlâ kağıt olarak yayınlanıyordu ve daha sonra sitenin Feminist Sözlüğe doğru evrileceğinden de habersizdik. Sitenin dönüşüm tarihi ise başka bir yazının konusu. Röportaj metni ise aşağıda:
[Okumaya devam et…]
